 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1985/402
K: 1985/572
T: 18.11.1985
DAVA : Kasten adam öldürmek, patlayıcı madde bulundurmak, nakletmek ve almak, izinsiz silah taşımak, tahkikatı yanlış yola sevketmek suçlarından sanıklar Ahmet ve arkadaşlarının mahkumiyetlerine dair, (Salihli Ağır Ceza Mahkekemesi)'nden verilen 22.1.1985 gün ve 34-1 sayılı hüküm, kısmen re'sen temyize tabi olup, sanıkların da temyizleri üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin 25.6.1985 gün ve 1910-2838 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir.
C. Başsavcılığı'nın, CMUK.nun 322. maddesi gereğince Özel Daire kararının kaldırılarak hükmün bozulması istemini bildiren 15.7.1985 gün ve 90 sayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Patlayıcı madde bulundurmak ve atmaktan sanık Ahmet'in, TCK.nun 264/5, 264/6, 264/son, patlayıcı maddeyi atmaya fer'an iştirakten sanıklar Mehmet ve İsmail'in ise, TCK.nun 264/6, 264/son ve 65/3. maddeleriyle mahkumiyetlerine ilişkin hükmü Özel Daire; oluşa göre tebilğnamedeki bozma isteğine iştirak etmeyerek oybirliğiyle onanmıştır.
Onama kararına yasal sürede itirazda bulunan C. Başsavcılığı; TCK.nun 264. maddesinin son fıkrasında "yukarıdaki fıkrada yazılı eylemler, iki veya daha çok kişi tarafından birlikte veya taşıt aracı veya suçun icrasını kolaylaştırıcı başka araçlar kullanılarak işlenirse, cezalar 1/3'den yarıya kadar artırılarak hükmolunur" denmektedir.
Eylemin, iki veya daha çok kişi tarafında birlikte işlenmesi koşulu olayda gerçekleşmemiştir. Sanık Ahmet suçun asli failidir. Sanıklar İsmail ve Mehmet ise suça fer'an katılmışlardır. Eylemin birlite işlenmiş sayılması, TCK.nun 64. maddesindeki kesin katılma veya 65. maddenin son fıkrasındaki durumlarda mümkündür.
Aksi düşünce yasa hükmünün yorum yoluyla genişletilmesi gibi bir sonuç doğuracaktır.
Yüksek Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin 9.12.1981 gün ve 6481/6624 sayılı kararıda bu görüşü doğrulamaktadır.
Bu itibarla itirazın kabulüne, Yüksek Yargıtay 1. Ceza Dairesi onama kararının sanıklar Ahmet, İsmail ve Mehmet hakkında patlayıcı madde atmaktan verilen mahkumiyetene ilişkin bölümünün kaldırılmasına, yerel mahkemenin bu bölüm hakındaki kararının tebliğname uyarınca bozulmasına karar verilmesini istemektedir.
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre;
1 - Sanık Ahmet hakında incelemeye konu olmayan kasten adam öldürmekten ve 6136 sayılı Yasaya muhalefetten mahkumiyet hükmü kurulmuş, inceleme konusu olan TCK.nun 264/5. maddesi ile patlayıcı madde bulundurmaktan 3 yıl ağır hapis, 10.000 lira ağır para cezası, patlayıcı madde atmaktan, TCK. 264/6. madde ile 5 yıl hapis, 10.000 lira ağır para cezası ve 264/son fıkra uyarınca bu ceza 1/3 oranında artırılarak 6 yıl 8 ay hapis ve 13.333 lira ağır apara cezası ile cezalandırılmasına,
2 - Sanık İsmail'in patlayıcı madde atmaya fer'an iştirakten, TCK. 264/6. madde ile 5 yıl hapis 10.000 lira ağır para cezası ile TCK.nun 264/son madde ile 1/3 oranında artırılarak 6 sene 8 ay hapis, 13.330 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına TCK.nun 65/3. madde ile cezaları 1/2 oranında indirilerek 3 yıl 4 ay hapis ve 6666 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, duruşmadaki tutumu nedeniyle TCK.nun 59/2. maddesi uygulanarak cezaları 1/6 indirilip 2 yıl 9 ay 10 gün hapis ve 5555 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına,
3 - Sanık Mehmet'in ise, TCK. 264/6, 264/son, 65/3. maddelerle tecziyesine, ilk hükümdeki kazanılmış hak saklı tutularak ilk hükümde TCK.nun 264/5. maddesi son cümlesi nazara alınarak 1 ay hapis, 1000 lira ağır para cezası verilmiş, 647 sayılı Kanunun 4/1. maddesince paraya çevrilerek 3000 lira ağır para cezası verilmiş ve içtima sonucu 4000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen yerel mahkeme uygulamasına göre, sanık asli fail Ahmet'den gayri diğer sanıklar İsmail ile Mehmet'in eylemleri asli failin suçuna fer'i fail olarak iştirak kabul edilmiş ve bu sanıklar TCK.nun 264/6, 264/son, 65/3 ve 59. maddeleriyle cezalandırılmıştır.
Sanıkların temyizi üzerine anılan hüküm Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nce onanmıştır.
Hal böyle olunca, Yerel Mahkeme ve Özel Daire arasında sanık İsmail ve Mehmet'in eylemlerinin asli fail, Ahmet'in suçuna fer'i fail olarak katılmak niteliğinde kabuledildiği ve bu yönden bir uyuşmazlığının bulunmadığı görülmektedir.
Diğer taraftan bu iki sanığın üzerlerine atılan fiili önceden anlaşarak ve işbirliği yaparak asli fail gibi işledikleri veya doğrudan doğruya asli failin fiiline katıldıkları yolunda yeterli bir delil de elde edilememiştir.
Kabule göre ve oluşa göre; TCK.nun 264. maddesinin son fıkrasındaki (birlikte olma) ögesinin ancak TCK.nun 64. maddesindeki kesin katılma veya 65. maddenin son fıkrasındaki durumlada uygulanabileceği gözetilmeyerek sanıkların cezalarının artırılması isabetsiz bulunduğundan, itirazın bu itibarla kabulüne,
Özel Daire onama kararının kaldırılmasına, hükmün bu nedenlerle bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle itirazın kabulüne, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına, hükmün ve TCK.nun 264/son fıkranın uygulanması isabetsizliğinden BOZULMASINA, depo paralarının geri verilmesine, 18.11.1985 gününde üçe ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.