 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1985/231
K: 1985/586
T: 25.11.1985
DAVA : Cebir şiddet ve tehditle senet imzalatmaktan sanıklar Mehmet ve Niyazinin mahkumiyetlerine dair Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 8.2.1983 gün ve 71 - 36 sayılı hüküm sanıklar ve C.Savcısının temyizleri üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesince incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 6.6.1984 gün ve 135 - 143 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş koşulu da yerine getirilmiş olduğundan dosya C.Başsavcılığının hükmün bozulması isteminin bildiren 27.3.1985 gün ve 6 - 6503 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Cebir ve tehditle senet imzalatmak suçundan sanık Mehmet ve Niyazinin TCK.nun 188/3, 59. maddeleri gereğince ikişer sene altışar ay hapis cezası ile tecziyelerine ilişkin hükmü, Özel Daire :
(Mağdurenin duruşmada tehdidini yalnız kardeşi Mehmet tarafından yapıldığını beyan etmesi ve tanıkların da bunu doğrulaması karşısında sanık Niyazinin ne suretle tehdit suçuna iştirak ettiği gösterilip açıklanmadan hükümlülüğüne karar verilmesi ve buna göre de sanık Mehmet hakkında TCK.nun 188. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi) isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel mahkeme ise;
(Her iki sanığın müdahili tehdit ettikleri müdahilin senedi imzalamamakta ısrar etmesi üzerine sanıklardan Niyazi'nin müdahilin elinden yakaladığı diğer sanık Mehmetin de önceden hazırladıkları taksim senedini çıkardığı ve her iki sanığın birlikte hareket ederek taksim senedinin altına zorla parmak bastırdıkları ve daha sonra mağdureyi salıverdikleri bu durumun şahitler Fadime ve Cemile tarafından görüldüğü, her iki sanığın bu suretle birlikte hareket ettikleri dosya münderecatı ile anlaşılmıştır) gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
Dosyaya, oluşa ve mevcut delillere göre :
Mağdure Ayten'e miras payından kısmen mahrum bırakmak amacıyla, kardeşi Mehmet ve eniştesi Niyazi, zorla parmak bastırmak suretiyle senet imzalatmışlardır.
C.Başsavcılığı tebliğnamesinde sanıkların eylemlerinin TCK.nun 496. maddesindeki suçu oluşturacağı ileri sürülmüşse de bu maddenin uygulanabilmesi için imzalattırılan senedin "hukukça hükmü haiz bir senet" olması lazımdır.
HUMK.nun 297. maddesi gereğince yazı bilmeyen şahıslarca parmak basılan bir senedin muteber olması için "ihtiyar heyeti ile mahallince maruf iki şahıs" tarafından onaylanmış olması şarttır. Parmak basma işleminin bu şahıslar huzurunda ve senet içeriği okunduktan sonra yapılmış olması da gerekmektedir.
Senette imzası bulunan köy muhtarı ve ihtiyar heyeti üyeleri ile tanıklar parmak basma işleminin kendi yanlarında yapılmadığını açıklıkla belirttiklerinden müştekiye parmak bastırılan senedi "hukukça hükmü haiz bir senet" olarak kabul etme ve dolayısıyla sanıkların TCK.nun 496. maddesi gereği cezalandırılmalarına karar verilmesine yasal olanak bulunmadığı gibi, TCK.nun 188. maddesinin "zor kullanılarak" yapılan eylemleri de kapsamına almasına ve sanıkların mağdureye zor kullanarak senet imzalattıkları anlaşılmasına göre, sanıklar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, usul ve kanuna uygun bulunan Yerel Mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle tebliğnamedeki isteme aykırı şekilde Yerel Mahkeme direnme hükmünün ONANMASINA depo paralarının hazineye gelir yazılmasına 25.11.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.