 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1985/197
K: 1986/98
T: 10.03.1986
DAVA : 6136 sayılı Yasaya aykırılıktan sanık Hüseyin'in hükümlülüğüne dair, (Babaeski Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verilen 30.5.1984 gün ve 97/111 sayılı hüküm, sanık vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nce incelenerek 12.2.1985 gün ve 365/560 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir.
C. Başsavcılığı'nın CMUK.nun 322. maddesi gereğince Özel Daire kararının kaldırılarak, hükmün bozulması istemini bildiren 29.3.1985 gün ve 38 sayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 6136 sayılı Yasaya aykırı davranışta bulunmaktan sanık Hüseyin'in, anılan Yasanın 14. maddesinin 1. fıkrasınan 2. cümlesi, TCK.nun 59, 36 ve 647 sayılı Yasanın 6. maddeleri uyarınca hükümlülüğüne ilişkin karar, Özel Dairece; (Suç tarihine göre temel ağır para cezasının 2790 sayılı Yasa ile artırılmaması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine tetkik olunan dosya münderecatına göre sanık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi onanmasına.), Üye M.Aksoy'un, "Sanık, suça konu sustalı bıçağı Almanya'da iken 1976 yılında aldığını, yurda kesin dönüş yaptığı için ev eşyaları ile birlikte Türkiye'ye getirdiğini savunmuş olması karşısında;
Eylemde, ülkeye silah sokmak, ticaret ve yaymaya yönelik bir kastı bulunmadığı, bireysel silah satışı ve kullanma amacıyla yurt dışına uyuşturucu çıkarma suçlarında benimsenip kararlılık gösteren 5. Ceza ve Dairemiz ile Ceza Genel Kurulları yargı düşüncesinin bu olayda da uygulanarak sanığın eylemine uygun düşen 6136 sayılı Yasanın 15/1. maddesindeki yaptırım uygulanması gerektiği, kararın bu yönden bozulması düşüncesiyle çoğunluk onamasına katılmıyorum" biçimindeki ayrık oyuyla ve salt çoğunlukla karar verilmiştir.
Bu karara karşı itiraz yoluna başvuran C. Başsavcılığı; (Sanığın Almanya'da çalıştığı sırada 1976 yılında aldığı suça konu sustalı bıçağını 3.2.1983 tarihinde yurda kesin dönüş yaparken yanında getirmiş ve suç tarihinde evinde bulundurduğu bir sırada yapılan arama sonucu adı geçen bıçak ele geçirilmiştir.
Sanığın bir adet sustalı bıçağı yurda kesin dönüş yaparken kaçakçılık ve ticaret amacıyla yurda soktuğun dair aleyhine hiçbir delil yoktur.
Sanık, savunmasında "yurt dışından getirdim" şeklinde savunmada bulunmayıp da "yurt içinden satın aldım" deseydi, hakkında 6136/14 yerine 15. madde uygulanacaktı.
Şahsi ihtiyacı için bir tabanca satın alan ve satan şahıslara 6136/12. madde yerine 13. maddenin uygulandığı nazara alındığında tabancadan daha az vahim olan ve yurt dışından getirilse dahi şahsi ihtiyacı için alınıp bulundurulan bıçaklara da 6136/14. madde yerine 15. maddenin uygulanması daha adilane olacaktır.
Sanığın eylemindeki amacı, ülkeye silah sokmak ve ticari kasıtla yayma olmayıp, kişisel ihtiyacı için bireysel olarak bulundurduğu anlaşıldığından, sanık hakkında 6136 sayılı Kanunun kaçakçılıkla ilgili 14. maddesi yerine 13. maddenin uygulanması gerekmektedir) biçimindeki gerekçesiyle Özel Daire onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Görülüyor ki; oluşta, sübut ve kabulde, yerel mahkeme, Özel Daire ve C. Başsavcılığı arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.
İhtilaf, sanığın sabit görülen eyleminin 6136 sayılı Yasanın 14/1. maddesindeki suçu mu, yoksa 15/1. maddesinde yer alan suçu mu oluşturduğu hususunda toplanmaktadır.
15.8.1953 tarihinde yürürlüğe giren 6136 sayılı Yasanın 14. maddesinin : hükmü, zaman içerisinde silahla işlenen suçların artması, ideolojik silahlı çatışmaların hergün 5-10 vatandaşımızın hayatını yitirmelerine varan boyutlara varıp, maddenin caydırıcılığını yitirmesi üzerine toplum düzenini korumakla mükellef kanun koyucusu, bu durum karşısında konuyu yeniden ele alarak srasıyla 1308, 2249 sayılı Yasalarla caydırıcılığı sağlamaya yönelik daha ağır yaptırımlar getirmiş ve bu değişikliklerde beklenen caydırıcılığı sağlamayınca konuyu tekrar ele almış, nihayet 2478 sayılı Yasa ile maddeyi : biçiminde ve eylemin yoğunlaşan durumuna göre derece derece artan ağır cezaları içeren yeni bir düzenleme yapmıştır.
Bu değişiklikleri içeren madde hükmü yorumu gerektirmeyecek kadar açık ve kesindir.
Zira; kanun koyucusu caydırıcılığı sağlamak için her ne biçimde ve nam altında olursa olsun yurda silah sokulmasını önlemek amacıyla daha ağır cezalar getirmiş bulunmaktadır.
Bu nedenlerle, bireysel silah alımı ile kullanmak amacıyla yurt dışında uyuşturucu madde çıkarma veya yurda sokma suçlarıyla (yurda kaçak olarak silah sokma) suçunun mukayeseleri yapılamaz ve bunlarla ilgili yasa hükmü ile yargı düşüncesi itiraz nedeni yapılamaz.
Bu itibarla yasal dayanaktan yoksun bulunan itirazın reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle C. Başsavcılığı'nın 29.3.1985 gün ve 38 sayılı itiraznın (REDDİNE), 10.3.1986 gününde 2/3'yi geçen çoğunlukla karar verildi.