 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1985/2546
K: 1985/1
T: 20.05.1985
DAVA : Taraflar arasındaki, toplu iş sözleşmesinden doğan ücret alacağı farkının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı Avukatınca istenilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, davalı işverenin bir kısım işçilere işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin getirdiği ücret, ikramiye, prim paralarına ilişkin sosyal yardımlardan ( 14 civarında daha fazla haklar tanımak suretiyle 2821 sayılı Kanunun sendikaya üye olup olmama özgürlüğünün güvencesini oluşturan 31. maddesine aykırı uygulamasından doğan muarazanın mennine ve aynı maddenin son fıkrası uyarınca fazlaya ait hakkı saklı kalmak üzere 50.000 TL. tazminatın tahsilini istemiş.
Davalı ise, Toplu İş Sözleşmesi kapsamındaki işçiler arasında farklı uygulama yıpılmadığını, ancak aynı sözleşmenin 2. maddesinde nitelikleri ve pozzisyonları belirlenen bazı işçilerin sözleşme kapsamı dışında bıraklıdğını, davacının kapsam dışında bırakılmış bulunan personele uygulanan ücret sisteminin kendisine uygulanmasını istemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Gerçekten, işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin 2/A maddesinde iş bu toplu iş sözleşmesinin ABD.Silahlı Kuvvetlerinin Türkiye'de kurulu işyerlerinde sözleşmenin yürürlük tarihi itibariyle işverenin bordrolarında yer alan ve yine yürürlük tarihi itibariyle de taraf sendika üyesi olan işçilere uygulanacağı genel kuralı yer aldıktan sonra iş münasebetleri ve halkla ilişkin uzmanları, hukuk müşavirleri, avukatlar, müdürler, müdür yardımcıları, sivil personel müdürlüğü uzmanları, kumandan tercümanları ve karargah kontrat uzmanı ile işin mahiyeti itibariyle günde 8 veya haftada 48 saatten daha fazla çalışmayı gerektiren işlerde parttime çalışanların bu sözleşmenin kapsımı dışında kalacakları ve bu kapsam dışı personele bu sözleşme ile sendikalı işçilere edilmiş bulunan maddi menfaatlerden az menfaat tanınamayacağı hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan Anayasanın 53. maddesinde işçiler ve işverenlerin karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma, 54. maddesinde bu sözleşmenin yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde işçilerin grev yapma ve 51. maddesinde de işçiler ve işverenlerin üyelerinin çalışma ilişkilerinde ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için sendika kuruma hakkına sahip oldukları belirtilmiştir.
Anayasa'da genel hatlarıyla belirlenen bu hak ve özgürlüklerin yine Anayasanının temel kurallarının sınırları içinde biçimlenmesi, kullanılması ve korunması toplu iş sözleşmelerinin kapsamı ve içerikleri ve oluşması ile bunlardan yararlanma koşulları 2821 sayılı Sendikalar ve 2822 sayılı TİSGLK de daha somut ve ayrıntılı hükümler halinde düzenlenmiştir.
2821 sayılı Yasanın sendikaya üye olup olmama hürriyetinin teminatı başlığını taşıyan 31. maddesindeki hükümler de kaynağını Anayasa kurallarından alan ve olumlu olumsuz sendika özgürlüğünü güvence altına alan hükümlerden bir kısmını içermektedir.
Maddede konumuzla ilgili yasaklayıcı ve koruyucu kurallar 3 ve 4 fıkralarında yer almıştır. Burada işveren iş ilişkisinin devamı süresince sendikaya üye olan işçilerle sendikaya üye olmayan veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında işin sevk ve dağıtımında, işçinin mesleki ilerlemesinde, işçinin ücret, ikramiye ve primlerinde, sosyal yardım yapılmasında ve diğer hükümlerin uygulanmasında hergangi bir ayrım yapamayacağı genel kural olarak belirlendikten sonra aynı maddenin 4. fıkrasında ücret, ikramiye, prim ve paraya ilişkin sosyal yardım konularında toplu iş sözleşmesi hükümlerini saklı tutumuştur.
Yalnız bu hükümlerin yorumunda özüne uygun bir açıklık getirmek için bazı noktalar üzerinde durmak gerekir. Bunlardan bir toplu iş sözleşmesiyle bağlı olma hali ile toplu iş sözleşmenin kapsamını, tayin halini birbirine karıştırmamak gerekir. Toplu iş sözleşmesi ile bağlı olmayı yasa belirlemiştir. Buna göre taraf sendika üyesi olan her işçi toplu iş sözleşmesiyle bağlıdır. Oysa toplu iş sözleşmesinin kapsamına kimlerin gereceği ve girmeyeceği ve kapsam dışı bırakılacağı sözleşme taraflarınca kararlaştırılabilir. Hatta bunlar taraf sendika üyesi olmaları itibariyle sözleşme ile yasal olarak bağlı olsalar bile sözleşme hükümleri kendileri hakkında uygulanmaz.
Diğer önemli bir nokta da işverenin "eşit davranma" ilkesinin de mutlak şekliyle anlaşılmamasıdır. İşverenin, işçiler arasındaki, gerek objektif ve gerek subjektif nitelikleri, pozisyon, görevin önemi, çalışma şartları v.s nedenler farklı ücret, prim ve sosyal hak ödemesi, eşit davranma borcuna aykırılık teşkil etmeyeceğini de kabul etmek gerekir. Ayrıca, farklı uygulama Anayasa ve Yasanın korumak istediği sendika özgürlüğünü engellemek veya kısıtlamak amacına da yönelik olmamalıdır. Hakkın kötüye kullanılmaması da esastır.
Dava konusu uyuşmazlığın yukardan beri açıklanan hukuki esaslar içinde çözümlenmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirme ile davanın kabulü usül ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukardan açıklanan sebepten BOZULMASINA,davalı yararına 6500 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.5.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.