 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 1985/8811
K: 1985/8677
T: 30.09.1985
DAVA : Recep ile Ali Osman vekil aralarındaki men'i müdahale davasının reddine dair, (Kavak Asliye Hukuk Hakimliği)'nden verilen 24.6.1985 gün ve 155/95 sayılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş ise de; hüküm tarihine nazaran uyuşmazlığa konu teşkil eden taşınmazın değeri 100.000 lirayı aşmadığından duruşma talebinin kıymet yönünden reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, dava konusu taşınmazın yol olmayıp kendisine ait olduğunu, davalının haksız elatığını ileri süerek vaki elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
davalı ise, savunmasında; dava konusu taşınmazın taksim neticesi davanın kardeşine isabet ettiğini ve kendisinin satın aldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Dava konusu taşınmaz hakkında davalı tarafından 1984/109 sayılı dosya ile tescil davası açılmış ve sonuçta bu yerin davalı adına tesciline karar verilmiştir. İlam kesinleşmiş ise de, tescil yapılmamıştır. Mahkemece davalı tarafından alınan tescil ilamı gözönünde tutularak davanın reddine karar verilmiştir.
Söz konusu tescil ilamında davacı taraf durumunu almamıştır. O itibarla bu ilam açılan davada davacıyı bağlamaz. Zira HUMK. nun 237. maddesinde kesin hükmün koşulları açıklanmış bulunmaktadır. Davacının bu ilamla bağlı bulunabilmesi için ilamın kendisine göre kesin hüküm sayılması icabeder. taraf değişikliği sebebiyle bu ilamın kesin hüküm olduğu ileri sürelemez. Bu itibarla tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde toplanmış olan deliller değerlendirilmek suretiyle uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmesi gerekir. Tapuya verilip infaz ettirilmemiş ilam Medeni Kanunun 633. maddesi hükmüne göre, mülkiyetin doğduğunu gösteren bir belge sayılırsa da bu, ilam açılan davada davacıyı bağlamadığından uyuşmazlığın zilyedlik hükümlerine göre çözümlenmesinde zorunluk vardır. Ayrıca dava konusu taşınmaz hakkında bir tapulama işlemi yapılmış ve taşınmazın niteliği gözönünde tutularak Tapulama Kanunun 2. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre, taşınmaz tapulama dışı bırakılmıştır. Taşınmaz için bir tapulama tutanağı düzenlenmemiş, ilan yapılmamış olduğundan böyle bir taşınmaz hakkında Medeni Kanunun 618. maddesi hükmüne dayanılarak elatmanın önlenmesi davası açılabilir. Şüphesiz bu davanın yerel mahkemede açmış bulunduğuna göre, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Tapulama Kanununun hükümlerine göre bu yörede bir tapulama işlemi yapılmış olması açıklanan sonucu değiştirmez. Delillerin buna göre değerlendirilip uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken mahkemece bunlardan zuhul ile yazılı şekilde hüküm verilmesi isabetsiz ve temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA) ve 500 lira peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 30.9.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.