 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 1985/4658
K: 1985/4433
T: 22.04.1985
DAVA : Şükrü ve müşterekleri vekili ile Müzeyyen ve müşterekleri vekili, dahili davalı hazine vekili ve Sultan Çiftliği Köyü Muhtarlığı aralarındaki tescil davasının kabulüne dair (Üsküdür 1. Asliye hukuk Hakimliği)nden verilen 21.1.1985 gün ve 61/4 sayılı hükmün yargıtay'ca incelenmesi Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Dava konusu taşınmazlar Defterdarlığın 12.12.1944 tarihli yazısı ile 22.12.1944 tarihinde 42 numara ile tapuya tescil edildikten sonra, 2510 sayılı İskan Kanunun 30. maddesi hükmü uyarınca davalı gerçek kişilerin miras bırakanı Alaattin adına tapuya tescil edilmiştir. Nevar ki, sonradan dava konusu taşınmaz orman olması sebebi ile devletleştirilmiştir. Yani, dava konusu taşınmaz orman kadastro haritasının kapsamında kalmıştır. Daha sonra ve 1964 yılında bu yerler malik Alattin tarafından davacılara haricen satılmıştır. Miras bırakan Alaattin 1965 yılında ölmüş ve davalı gerçek kişileri mirascı olarak terk etmiştir. Dava konusu taşınmazların tapulama tesbitleri yapılmış ancak orman sayılan yerlerde olmaları nedeni ile başlangıçta tapulama dışı bırakılmıştır. 1744 sayılı Yasanın yürürlüğünden sonra, bu yerler orman tahdit haritası dışına çıkarılmıştır. Bundan sonra aynı yerlere tapulama girerek dava konusu taşınmazlar ayrı parsel numaraları verilerek davacılar adına tesbit edilmiştir. Hazine tarafından açılan dava sonunda ikinci kez bir yere tapulama giremeyeceğinden bahisle parsel numaraları iptal edilmiştir. Dava konusu taşınmazlar 1744 sayılı Kanunun 2. maddesine göre, ilmi ve fen bakımından orman niteliğini yitirmiş yerlerdir. Bunlar açıklanan nedenle tahdit dışına çıkarıldığına göre, bu maddenin (b) bendinin olaya uygulanması gerekir. (b) bendinde "bu düzeltme sonucu orman sınırları dışına çıkarılacak yer, sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise, mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal eder" denilmiştir. 6831 sayılı kanunun 2896 sayılı Yasayla değişik 1. maddesinin (F) bendiyle de aynı şekilde bir hüküm getirilmiştir. Şu hale göre, bu taşınmazlara ait tapu kaydı geçerliliğini saklı tutmakta ise, bu durumda taşınmazlara ait tapu kaydı geçerliliğini saklı tutmakta ise, bu durumda taşınmazın tapu sahiplerine intikal etmesi gerekmektedir. Oysa, dava konusu taşınmazlar orman intikal etmesi gerekmektedir. Oysa, dava konusu taşınmazlar orman tahdidi dışına çıkarıldıktan sonra aynı yer hakkında tapulama tutanakları düzenlenmiş ve birer parsel numarası verilmek sureti ile davacılar adına tesbit yapılmıştır. Bu durumda, tapu kaydı geçerli bir kayıt olmatan ziyade bir isbat belgesi niteliğini taşır. O nedenle bundan böyle taşınmazların tapusuz olduğunu kabul etmek gerekir. Dava, davalı gerçek kişiler tarafından davacılar lehine kabul edildiğine göre, bu husus bir sorun yaratmamaktadır. Uyuşmazlığın taşınmazların tapusuz olarak kabulü suretiyle çözümlenmesi gerekir. Tapusuz sayılan bir taşınmazın tescili şartları MK.nun 639. maddesinde gösterilmiştir. Bu maddedeki koşulların araştırılması, yerel ve gazete ilanlarının yapılması, ayrıca zilyetlik olaylarının tanık ve benzeri delillerle isbatına olanak sağlanması, tarafların bu husustaki delillerinin toplanması, tanık gösterildiği takdirde bunların HUMK.nun 259. maddesi hükmüne göre taşınmaz başında dinlenmeleri ve bundan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekir. Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 22.4.1985 tarihinde oybirliği ile karar verildi.