 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 1985/1695
K: 1985/1744
T: 19.02.1985
DAVA : Necati Hız vekili Avukat Doğan Günyaktı ile Hazine vekili Avukat K. Güneş Şalvarlı aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Kuşadası Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 20.9.1984 gün ve 59/194 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR : Dava konusu taşınmaz hakkında daha önce davacı tarafından verilen 6.12.1976 tarihli dava dilekçesi ile Kuşadası Asliye Hukuk Mahkemesinde tescil davası açılmıştır. Bu mahkemece ittihaz olunan 1.12.1977 günlü ve 976/171 esas ve 1977/147 karar sayılı hükümle görevsizlik kararı verilmiş ve dava dosyasının görevli Kadastro Mahkemesine tevdiine karar verilmiştir. Görevsizliğe ilişkin bu karar kesinleşmiştir. Bundan sonra davacı vekilinin müracaatı üzerine dosya ele alınmış ve H.U.M.K.nun 1711 sayılı Yasayla değişik 409/5. maddesi hükmü gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Görevsizlik kararı kesinleştikten sonra HUMK.nun 409/5. maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilemez. Hakimle bu yolla daha önce verilip kesinleşmiş olan bir hükmü değiştirmesi Yasaya aykırıdır. Bu nedenle, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin 9.3.1984 tarihli 1976/171 esas ve 1977/147 karar sayılı hüküm, yok hükmündedir. Bu hükmün verilmemiş sayılması gerekir. Ortada görevsizliğine ilişkin bir karar var iken davacı tarafından aynı mahkemede aynı şekilde tapu iptali ve tescil davası açılmıştır. Bu dava 9.3.1983 tarihini taşımaktadır. Dava konusu taşınmaza ait Kadastro tutanağı 25.1.1979 tarihinde düzenlenmiş olup 28.6.1979 tarihinde ilan edilmiş ve 28.8.1979 tarihinde 2 aylık ilan süresi bitmiştir. Buna göre tutanak 29.8.1979 tarihinde kesinleşmiş olmaktadır. Mahkemenin görevsizlik kararında taşınmaza ait kadastro işlemlerinin dava tarihinden önce o yerde ilan edilmiş olduğu, bu sebeple uyuşmazlığa Kadastro Mahkemesinde bakılması gerektiği açıklanmıştır. Gerçekten de 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanununun 27. maddesinin ilk fıkrası şöyledir: "22. maddenin (a) fıkrasına göre, yapılacak ilandan sonra ve ilanda yazılı yerlerden gayrımenkul mallara taalluk eden kadastroyu ve tahriri alakanlandıran her türlü ihtilafların halli Kadastro Mahkemelerine aittir. Mahkemelerce görülmekte olan veya yüksek salahiyetli mahkemelerden bozularak iade kılınsa bu gibi hususlara ait dava evrakı da resen Kadastro Mahkemesine devrolunur. "Aynı Kanunun 22. maddesinde de, Komisyon tetkiklerine semt, mevki ve mahalle itibarı ile başlanacağı, işe başlamadan en az 15 gün evvel mutat vasıtalarla hangi tarihlerde nereleri tetkik edileceği ilan olunur, denilmiştir. Buna göre, kadastro işlemlerine 22. madde uyarınca o semtte yapılan ilandan sonra başlanacağı anlaşılmaktadır. İlandan itibaren taşınmaz hakkında bir uyuşmazlık vaki olursa bu uyuşmazlığa 2613 sayılı kanundaki esas ve usullere göre bakılması gerekir. 5572 sayılı kanunla Kadastro Mahkemeleri kaldırılmış olduğundan davaya 2613 sayılı Yasadaki esaslara göre bakılması ile yetinilmesi gerekecektir. Bu açıklamalardan anlaşıldığına göre, dava konusu taşınmaz hakkında Kadastro tutanağının düzenlenmesinden önce bir dava bulunduğu ortadadır. 22. maddeye göre taşınmaza ait kadastro işlemlerinin hangi tarihte ilan edildiğinin araştırılması ve buna göre uyuşmazlığa 2613 sayılı Yasadaki esas ve usullere göre bakılıp bakılmıyacağının düşünülmesi gerekir. Komisyon tetkiklerine başlandıktan sonra taşınmaz hakkında dava açılmış ise 27. maddenin açık hükmüne göre bu davanın anılan kanun hükmüne göre görülüp çözümlenmesi gerekeceğinden kadastro tutanağı kesinleşmemiş sayılacaktır. Çünkü, aynı taşınmaz hakkında genel mahkemede uyuşmazlık sürdürülmektedir. Bu bakımdan kadastro tutanağının kesinleşmiş olduğu tutanakta yazılı olsa bile, bu husus hukuk açısından kesinleşme sayılmaz. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan işin esasının incelenip uyuşmazlığın sonuçlandırılması usul ve Yasaya aykırıdır. Temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ve bozma nedenine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına 19.2.1985 gününde oybirliği ile karar verildi.