 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 1985/1152
K: 1985/1175
T: 07.02.1985
DAVA : H.B. ile Hazine vekili avukat P.K. ve K.K. Belediye başkanlığı aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair karaman Asliye hukuk Hakimliğinden verilen 17.11.1977 gün ve 224/568 sayılı hükmün yargıtayca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü :
Davacı 4753 sayılı kanuna göre Hazine adına tesbit ve tescil edilen ve daha sonra Tapulama yoluyla tescili tekrarlanan taşınmazın zilyetlik yoluyla kendisine ait olduğunu iler sürerek tapu kaydının iptali ile taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 766 sayılı tapulama kanununun geçici 3. maddesi hükmü nazara alınarak 10 yıllık sürenin geçtiği görüşüyle davanın reddine karar verilmiştir. Söz konusu bir madde eklenmesi hakkında 1073 sayılı 2.1.1969 günlü kanunun ek maddesi hükmüne göre toprak komisyonlarınca devlet arazisi olarak belirtilen ve Hazine adına tescil edilmiş bulunan yerler şartları varsa 766 sayılı kanunun geçici 3. maddesi hükmü uyarınca zilyedlik adına tescil edilmek üzere dağıtım dışı bırakılır. görülüyorki geçici 3. madde hükmü özel bir kanun olan 4753 sayılı kanunun uygulanmasında da gözönünde tutulacaktır. Madde hükmünün uygulanmasında da aranacak diğer şartalar şunlardır. Gerçekten bu madde hükmünün uygulanabilmesi için yüzölçümü 20 dönüm (20 dönüm dahil) veya 20 dönümden az bir taşınmaz hakkında zilyed tarafından daha önce hazineye karşı bir tescil yada el atmanın önlenemesi davası açılmış olmalı yaput hazine tarafından zilyed aleyhinde aynı biçimde bir dava açılmalıdır. Bu davalarda zilyedliğin 20 yılı doluran nizasız ve aralıksız zilyedlik iddiası yada def'i isbat edilme ve fakat vergi kaydı bulunmaması nedeniyle dava zilyed aleyhinde sonuçlanmalıdır. Tüm bu şartalar gerçekleşmişse ancak geçici 3. madde hükmünün uygulanması mümkün olur. oysa olayımızda vergi kaydı olmadığından bahisle hazine adına tescil edilmiş bir durum söz konsu değildir. Dava konusu taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden sayılarak hazine adına tesbit ve tescil edilmiştir. Bu durumda davacının toprak komisyonunca hazine adına yapılan belirtme tarihine kadar taşınmazı iktisap ettiğini ve taşınmazın nitelik bakımından zilyedlik yoluyla kazanmaya elverişli olduğunu ispatlaması gerekir. Olayla ilgili olmayan iddia ve savunmaları çerçevesinde gösterecekleri deliller toplanıp birlikte değerlendirildikten sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm verilmesi yasaya aykırı ve davacı tarafın temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (...) 7.2.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.