 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 1985/10306
K: 1985/10247
T: 30.10.1985
DAVA : Şadiye vekili ile Zeynel aralarındaki men'i müdahale ve ecrimisil davasının reddine dair, (Bursa 4. Asliye Hukuk Hakimliği)'nden verilen 6.3.1985 gün ve 924/135 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; incelenmesi davacı vekili süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Dava konusu taşınmazın davacının miras bırakanı Recep'den kaldığı hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı 27.3.1983 tarihli taksim senedine göre dava konusu taşınmazın kendisine isabet ettiğini, bu taksime rağmen mirascılardan Sadettin tarafından dava konusu yerin davalıya kiraya verilmiş olduğunu, kiraya verme işinde yetkili bulunmadığını o itibarla taşınması fuzuli olarak işgal eden davalının elatmasının önlenmesine ve ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece terekeye dahil taşınmazlardan Bursa'da bulunan taşınmazın taksim harici bırakılması, taksimin sonradan bozulmuş olması sebeplerine dayanılmış ve davanın reddi yönüne gidilmiştir.
Miras bırakan Receb'in ölüm tarihine göre, tereke iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabidir. Mirascılar arasında 27.3.1983 tarihinde taksim sözleşmesi yapılmış ve bu sözleşmesi yazılıdır. Terekeye dahil bir kısım taşınmazların taksim dışı bırakılmış olması taksimi geçersiz hale getirmez. Gerçekten de, Medeni Kanunun 583. maddesinde, gayrimerkullerin değerlendirilmesi ve ekonomik sebeplerle bir kısım tereke mallarının taksim dışı bırakılması mümkün bulunmaktadır. Daha açık deyimle, terekeye dahil mallardan bir kısmının taksim dışı bırakılarak, diğer kısım taksim edilebilir. Böyle bir sözleşme geçerlidir. 24.5.1985 tarihli ve 2/5 sayılı İçtihadı birleştirme Kararında da aynı esas benimsenmiştir. Taksim sözleşmesinin bozulduğu savunmasına gelince: Davalı taraf taksimin bozulduğunu yazılı bir belge ile isbat edememiştir. Oysa, taksim yazılı sözleşmeye dayanmaktadır. Bunun bozulduğu yine aynı güçte bir belge ile ispatlanmalıdır. Öte yandan, tanıkların geçmiş bir olayı hikaye eder şekilde anlamları inandırıcı görülmemiştir. Bu itibarla taksimin bozulduğu kabul edilemez. O halde geçerli taksim sözleşmesine göre, dava konusu taşımaz davacıya isabet etmiş ve davalının kirayı alması veya elatması hukuka aykırı görülmüş olduğundan davanın kabulü yönüne gidilmiş olması gerekir. Aksine düşüncelerle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı ve temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA) ve 500 lira peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 30.10.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.