 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
E: 1985/5351
K: 1985/5833
T: 05.12.1985
DAVA : 6136 sayılı Kanuna aykırılıktan sanık (R.Ö.)'in yapılan yargılaması sonunda adı geçen Kanunun 13/3, 2305 sayılı Kanunun 2, TCK.'nun 59. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis, 3750 lira ağır para cezasıyle hükümlülüğüne dair BALIKESİR 1. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 6.12.1985 gün ve 325 esas 553 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık ve vekili tarafından istenilmiş olduğundan (..) gereği düşünüldü:
KARAR : C. Savcısı, sanık ve vekilinin hazır bulunduğu karar oturumunda 2305 sayılı Kanunun 2. maddesinin de uygulanmasını esas hakkındaki düşüncesinde istemiş olmasına, sanık ve vekili tarafından da savunmaların yapılmış bulunmasına göre, ayrıca CMUK.'un 528. maddesi uyarınca ek savunma hakkının verilmemesi sonuca etkili görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak;
Suça konu tabancanın, iddianamenin düzenlendiği 4.6.1984 tarihinden önce 12.12.1983 tarih 399 sayılı belge ile (C.K.) adına bulundurma ruhsatlı olarak kayıtlı bulunduğu gibi, sanığın eline geçtiği 1965 yılından suç tarihine kadar da (C.K.)'nın babası (M.N.) adına ruhsata bağlı olduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar tabanca sanık tarafından ruhsat alınmaksızın bulundurulmakta ve bu nedenle de 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçunun oluştuğunda kuşku bulunmamakta ise de, 25.9.1980 günü kabul edilip 29.9.1980 günlü 17120 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 2305 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde, ruhsatsız olan silahların, başka bir anlatımla da, varlığından Devletin haberdar olmadığı takip ve kontrol olanağı bulunmayan ateşli silahların tehlike ögesi olmaktan çkarılması amacıyla teslim zorunluluğu getirilmiştir. Bu suça konu silah, sanığın elinde bulunduğu sırada sanık adına olmasa da bir başka adına bulundurma ruhsatlı olarak belgeye bağlanmış olmasına göre, böyle bir silahı asıl ruhsat sahibinin mahalli askeri ve mülki makamlara teslim zorunluluğu bulunmadığında kuşku yoktur. Hal böyle olunca aslında teslimi gerekmiyen bir silahı elinde bulunduran kişiye silahı teslim zorunluluğunun yükletilmesi adalet kavramı ile bağdaştırılamaz. Belgeye bağlanmış, yasallık kazanmış, bu nedenle silah açısından tehlike ögesi kontrol altına alınmış olmasına göre sanığın tabancayı ruhsatsız olarak bulundurmaya hakkı olmaması nedeniyle, 6136 sayılı yasaya aykırılıktan hükmedilen cezanın 2305 sayılı Kanunla tanınan teslim süresi içinde teslim etmediğinden bahisle artırılmasının 2305 sayılı Kanunun ruh ve amacına uygun olmayacağının düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş sanık ve vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı istem gibi BOZULMASINA, (..) 5.12.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.