 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
E: 1985/3590
K: 1985/3897
T: 27.09.1985
DAVA : 171 Sayılı Kanuna aykırılıktan sanık (C.K.)'in yapılan yargılaması sonunda; 171 sayılı Yasanın 21/1, TCK.'nun 72, 647 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca 19.500 lia ağır para cezasıyla hükümlülüğüne dair TAŞOVA Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 16.10.1984 gün ve 48 esas, 87 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile 5.7.1985 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:
KARAR : Olay, içeriği TCK.'nun 159. maddesinde gösterilen hükümetin manevi şahsiyetini tahkir suçunu oluşturduğu, 23.5.1981 gnülü bilirkişiler kurulu raporunda belirtilen "Yeter artık ey Müslüman Türk Milleti" başlıklı ve ülkücü Türk gençliği imzalı bildirilerin sokkata dağıtıldığının saptanması üzerine yapılan soruşturmasırasında sanığın da bildiri dağıtanların içerisinde bulunduğunun iddia olunmasından ibarettir.
Olay günü, yasal veya yasa dışı toplantı ve gösterinin yapıldığı yolunda iddia bulunmadığı gibi dosya içerisinde bilgi ve belgeye de rastlanılmadığı; Ayrıca bildiri metninde toplantı ve yürüyüş çağrısının yapılmadığı ve bunun için tahrikte bulunulmadığı açıkça görülmektedir.
171 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkında Kanun'un 16. maddesinde "Toplantı ve Yürüyüşlere müteallik propoganda masadıyla kullanılan basılı ve çoğaltılmış ... davetiye, levhe ve ilanlarda, ..." denilerek kural ve yasaklardan söz edilmiş, anılan Yasanın 21. maddesinde ise aksine davranışların yaptırımı açıklanırken 2. fıkrasında da "... fiil daha ağır bir cezayı gerektiren ayrı bir suç teşkil etmediği takdide..." denilerek ceza hükümleri gösterilmiştir.
Şu hale göre, bildirilen toplantı ve yürüyüş ırasına veya bunlara çağır için dağıtılmadığı olayda 171 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanma olasılığının bulunmadığı, salt izin almaksızın umumi yerde, basılı kağıt dağıtılması eylemi TCK.nun 534. maddesindekikabahat suçunu oluşturmata ise de, bildiri içeriğine göre dahar ağır cezayı gerektiren TCK.'nun 159. maddesine aykırılık yönüden 15.2.1982 tarihli adalet bakanlığının soruşturma iznine dayanılarak mahkemece de suç duyurusunda bulunulmuş olması karşısında ancak suç niteliğinin değişmesi durumunda görevsizlik kararı verilebileceği ilkesi de gözönün ealınarak, anılan suçtan beraat kararı verilmesi ve suç duyurusunda bulunulmakla yetinilmesi yerine, yazılı şekilde 171 sayılı Kanunun 21/2. maddesi ile hükümlülük kararı kurulması,
Bozmayı gerektirmiş sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğunda hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 27.9.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.