 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E:1985/24739
K:1989/8290
T:04.07.1989
- SURİYE UYRUKLULARA İLİŞKİN TAŞINMAZLAR TAPU DIŞI [HARİCİ] DEVİR
ÖZET : Suriye uyruklulara ilişkin taşınmazlar için yapılan tapu dışı [harici] devir, temlik gibi mülkiyeti nakle yarayan işlemlerin hukuksal bir değeri yoktur.
(1062 s. MBK m. 1)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 218 parsel sayılı 45250 m2 yüzölçümündeki taşınmaz Kanunuevvel 1315 daimi tarih, 19 ve 20 sayılı tarlanın yarı payı ile ilgili tapu kayıtlarına dayanılarak ve ölü oldukları belirtilmek suretiyle Bilal oğlu Çete Bayraktarzade Arif Efendi ve Cemil Efendi adlarına tesbit edilmiştir. itirazı komisyonca reddedilen Bekir Sıddık tapuda kayıtlı bu taşınmazı tapu dışı olarak 15.12.1946 tarihinde satın aldığını ve zilyet bulunduğunu hleri'sürerek adına tapuya tescili için dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, taşınmazın Suriye uyruklu ölü Arif ve Cemil Efendiler adına tapuya tescili DÜZELTME: 1989 yılı Yargıtay Kararlan Dergisi Ağustos sayısının 1107-1108. sayfalarında yayınlanan 7. Hukuk Dairesi 'nin 13.3.1989 gün ve 1985/22583 esas, 1989/3193 karar sayılı kararının sondan beş satırı aşağıdaki gibi olacaktır. Düzeltiriz (YKD). telikte bulunduğu belirlenmiştir. Mahkemece; bu ilkeler ve olgular dikkate alınmadan tapu dışı satışa karar verilerek taşınmazın tümünün davacı ve davalı Sami adına tapuya tesciline karar verilmesi isabetsiz davalı Zeyneb'in temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün Zeynep yararına (BOZULMASINA), 13.3.1989 gününde oybirliğiyle karar verildine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taşınmazın tesbite dayanak yapılan pay tapu kayıtlarının kapsamı içinde kaldığı yönünde uyuşmazlık bulunmadığı gibi, bu yön mahkemece yapılan keşif ve uygulama ile de saptanmıştır. Uyuşmazlık, tapu dışı yapılan satışın geçerli olup olmadığı ve zilyedi yararına iktisap sağlayıp sağlamayacağı noktasında toplanmıştır.
Hudutları dahilinde Tebaamızın Emlakine Vaziyet Eden Devletlerin Türkiye'deki Tebaaları Emlakine Karşı Mukabele-i Bilmisil Tedbiri İddiası Hakkındaki 15 Haziran 1927 tarihinde yayımlanan 1062 sayılı Kanun hükümlerine göre hazırlanıp yürürlüğe konulan 13.1.1939 gün ve 2/1 0250 sayılı Kararname ile Suriye Uyruklulara ait taşınmazların başkalarına ferağ ve ipotek edilmesi, 14.2.1942 gün ve 2/17317 sayılı kararname ile de Suriye Uyruklulara ait taşınmazların haciz yazedilerek satılmaları önlenmiş ve Dışişleri Bakanlığı'nca hazırlanan "Suriye Uyrukluların Mallarının Tesbiti ve Bu Mallara El Konulması Hakkında Yönetmelik" Bakanlar Kurulunun 1062 sayılı Kanunun 1. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan 1.10.1966 günlü ve 6/71 04 sayılı Kararla yürürlüğe konulmuştur. Bu itibarla; Suriye Uyruklulara ait taşınmazların tapu dışı devir, temlik gibi mülkiyeti nakle yarayan işlemler hukukça değer taşımaz. Hal böyle olunca; davacı 15.12.1946 tarihinde tapu kayıt maliki mirasçılarından Ali ile yaptığı tapu dışı satışa ve zilyetliğe dayanarak taşınmazın adına tescilini isteyemez. Mahkemece bu yönler gözönünde tutularak taşınmazın ve ölü olduğu belirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13. maddesi uyarınca pay tapu kayıt malikleri Bil~l oğlu Arif ve Cemil Efendi adlarına eşit paylarla tapuya tesciline karar verilmesi isabetlidir. Bu nedenlerle ve hükümde gösterilen diğer gerekçelere göre davacının yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile hükmün (ONANMASINA), 10 lira onama ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 4.7.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.