 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E:1985/22489
K:1989/3804
T:23.03.1989
- TAPU DIŞI SATIŞ
- TAPUDA SATIŞ
ÖZET : Tapu dışı hariceni yapılan satışın. tapuda yapılan satışla bozulması ile tapu dışı satış hukuksal değerini yitirir.
(766 s. Tapulama K m. 32/C)
(3402 s. Kadastro K m. 13/B-b)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonuncunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında, 512 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydına dayanılarak davacı Hüseyin, 513 parsel sayılı taşınmaz ise tapu dışı satın alma ve zilyetliğe dayanılarak davalı Idris adına tesbit edilmiştir. Davacı, 513 parsel sayılı taşınmazın adına tesbit olunan 512 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören tapu kaydının kapsamı içinde kaldığını, tapu dışı satışın geçersiz olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece, 512 parsel sayılı taşınmazın davacı adına, 513 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın reddine, işbu parselin davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının temyizi, davalı adına tapuya tescile karar verilen 513 parsel sayılı taşınmaza yöneliktir. Davacı Kanunünevvel 1934 gün ve 574 numaralı sicilden gelen 13.1.1954 gün, 67 ve 26.5.1958 gün ve 92 numaralı tapu kaydına dayanmıştır. 26.5.1958 gün ve 92 numaralı tapu kaydına göre davacı taşınmazın tümüne maliktir. 513 parsel sayılı taşınmazın davacı tarafın dayandığı Kanunevvel 1934 gün ve 574 numaralı tapu kaydı ve gittiterinin kapsamı içinde kaldığı yönünde yanlar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kaldı ki, bu yön mahkemece yapılan keşif ve uygulama, dinlenen yerel bilirkişi sözleri ve teknik bilirkişinin gerekçeli raporu ile belirlenmiştir. davalı taşınmazı Kanun evvel 1934 gün ve 574 numaralı tapu kaydında 1/6 pay maliki olarak gözüken davacının babası Hüseyin'den 1953 yılında satın aldığını ileri sürmüştür. Mahkemece, davalının taşınmazı Hüseyin'den tapu dışı olarak satın aldığı gün ile tesbit günü arasında hüküm gününde yürürlükte bulunan 766 sayılı Yasanın 32/C maddesinde yazılı koşulların davalı taraf yararına gerçekleştiği kabul edilerek davanın reddine karar vermiştir. Oysa, kök tapu kaydında malik olarak gözükenlerden davacının babası Hüseyin taşınmazdaki payını tapu dışı satıştan sonra 13.1.1954 gün ve 67 numaralı tapu kaydı ile davacı oğluna satmış, davacının kök tapu kaydındaki 1/6 payına eklenmek suretiyle 151/192 pay yönünden davacı adına kayıt oluşturulmuştur. Diğer taraftan, davacı kök tapu kaydında malik gözüken diğer paydaşların hissesinide tapu kaydı ile satın almış ve bu satın almaya dayanılarak da taşınmazın tümü 26.5.1958 gün ve 92 numaralı tapu kaydı ile davacıya intikal etmiştir. Ş~ hale göre, davacının babası Hüseyin'in davalıy~ yapmış olduğu tapu dışı satış tapuda resmi satışlar yapılmakla bozulmuştur. Tapu dışı satış 1954 yılında yapılan kayden satışla bozulduğuna göre, davalı hüküm gününde yürürlükte bulunan 766 sayılı Tapulama Yasasının 32/C hüküm gününden sonra yürürlüğe giren ve derdest davalarda da uygulanması gereken 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesinde yazılı koşullardan istifade edemez. Başka bir anlatımla; mahkemece tapu dışı yapılan satışın kayden yapılan satışlarla tesbitten önce ve tapu dışı satışın yapıldığı tarihten de bir yıl sonra kayden yapılan satışlarla bozulduğuna göre, tapu dışı satışa değil, kayda değer verilerek davanın kabulüne, taşınmazın 26.5.1958 gün ve 92 numaralı tapu kaydında malik olarak gözüken davacı adına tapuya tesciline karar verilmek gerekirken, yasa hükümlerinin ve hukuki olguların değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 23.3. 1989 gününde oybirliği ile karar verildi.