 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1985/19845
K: 1989/2689
T: 03.03.1989
DAVA : Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okunup gereği görüşüldü:
KARAR : Kadastro sırasında 306 parsel sayılı 2250 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydına dayanılarak davalı Hazine adına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonu tarafından reddedilen davacı Eyyüp, Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşmiş tescil ilamına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, taşınmazın davacı Eyyüp adına tapuya tescilen karar verilmiş; hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı Hazine, 4753 sayılı Yasa hükümlerine göre oluşturulan ve tesbite esas alınan 22.1.1973 gün ve 21 numaralı tapu kaydına, davacı ise Bingöl Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kesinleşen 26.6.1968 gün ve 115/94 sayılı mahkeme ilamı, bu ilamın dayanağını teşkil eden haritaya ve zilyetliğe dayanmıştır. Dava konusu taşınmazın tümünün davalı Hazinenin dayandığı tapu kaydının, teknik bilirkişi Adnan tarafından düzenlenen 24.7.1985 günlü krokide taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümün ise kesin hükmün ve bu hükmün dayanağını teşkil eden haritanın kapsamı içinde kaldığı, mahkemece yapılan keşif ve uygulama, dinlenen yerel bilirkişi sözleri ve teknik bilirkişinin yukarıda sözü edilen gerekçeli raporu ile saptanmıştır. Mahkemece de; davacının dayandığı kesin hükmün ve haritasının dava sonusu 306 parsel sayılı taşınmazın krokide (A) harfi ile gösterilen 880 m2 lik bölümünü kapsadığı kabul edilmiştir. Davalı Hazine kesinleşen tescil hükmünün tarafıdır. Bu nedenle, tescil hükmü Hazineyi bağlar. Kesin hükmün varlığı halinde yanlar arasında sonradan çıkan uyuşmazlıkların kesin hükme göre çözümlenmesi gerekir. Bu nedenlerle kesin hükme değer verilerek taşınmazın krokisinde (A) harfiyle gösterilen bölünün davacı adına tapuya tescilen karar verilmesi gerekir. Hazinenin bu bölüme yönelik temyiz itirazları bu nedenlerde yerinde değildir. Ancak; 306 parsel sayılı taşınmazın kesin hüküm ve dayanağını teşkil eden haritanın kapsamı dışında kalan bölüm yönünden davacının zilyetliğinin kesin hüküm tarihinden sonra başladığının kabulü zorunludur. Zira; tescil hükmünde taşınmazın kuzeyinde davacı kendisini sınır olarak göstermemiştir. Kesin hüküm tarihi ile Hazine adına tapu kaydının oluşturulduğu gün arasında ise 20 yıllık zilyetlik süresi dolmamıştır. Resmi belgelere, kesinleşen mahkeme ilamı ve bulgulara ters düşen yerel bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilerek hüküm kurulamaz. Bu itibarla, taşınmazın krokisinde (a) harfi ile gösterilen bölüm dışında kalan kesimin Hazine adına oluşturulan tapu kaydına değer verilerek adına tapuya tesciline karar verilmesi isabetsiz. Hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün Hazine yararına (BOZULMASINA), 3.3.1989 gününde oybirliği ile karar verildi.