 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1985/16641
K: 1989/2389
T: 01.03.1989
DAVA : Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle gereği görüşüldü:
KARAR : Kadastro sırasında 624 parsel sayılı 11850 m2 yüzölçümündeki taşınmaz 507 sayılı parsele uygulanan vergi kaydı ve 623 sayılı parselin 20. dönüm fazlası olarak Hazine adına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyoncunca reddedilen davacı Mustafa D. kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, nizalı taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Mustafa D. ile avukatlık parası yönünden Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Mahkemece bir bütün olan taşınmazın tesbit gününe göre zilyetlikle ancak 20 dünümlük bölümün iktisap olunabileceği, nizalı taşınmaz komşu 623 parsel sayılı 2 dönüm yüzölçümündeki taşınmazın belgesiz zilyetlik hükümlerine dayanılarak davacı ve paydaşları adına tesbit ve tesbitin kesinleştiği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Oysa; 766 sayııl Tapulama Kanunu ile hüküm gününde yürürlükte bulunan 1617 sayılı yasanın 20. maddesi 3402 sayıl Kadastro Kanunu ile yürürlükten kaldırılmış, sözü edilen yasanın geçici 4. maddesinde: iş bu yasa hükümlerinin derdest, başka bir deyişle; elde mevcut davalarda da uygulanacağı ilkesi getirtilmiştir. Olayda uygulama olanağı bulunan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi ile, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldanberi malik sıfatı ile ziyletliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tesbit edilir." hükmü getirilmiştir. Davacının anılan ve lehine olan iş bu madde hükmünden yararlanması ve delillerin sözü edilen madde hükmüne göre değerlendirilmesi zorunludur. Bu nedenlerle, davacının temyiz itirazları yerindedir.
2 - Davalı Hazinenin temyizi, vekalet ücretine yöneliktir. Hazine davada vekille temsil olunmuştur. Dava reddedildiğine ve Hazine davanın yargılama aşamasında avukatla temsil olunduğuna göre; lehine avukatlık parasına hükmedilmek gerekirken, bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması isabetsiz, Hazinenin temyiz itirazları da bu nedenle yerindedir.
SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı benette gösterilen nedenlerle; davacı Mustafa D.'in 2. numaralı bentte gösterilen nedenle; davalı Hazinenin temiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.3.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.