 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1985/16543
K: 1989/2396
T: 01.03.1989
DAVA : Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle gereği görüşüldü:
KARAR : Kadastro sırasında dava konusu taşınmaz vergi kaydı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı taraf adına tespit edilmiştir. Davacı Orman İdaresinin itirazı üzerine kadastro komimsyonunca yetkisizlik kararı verilerek tutanak ve keleri tapulama mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece davanın reddine, nizalı taşınmazın davalı taraf adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davacı orman idaresi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın davalı tarafın yargılama sırasında dayandığı tapu kaydını kapsamında kaldığı ve orman sayılan yerlerden bulunmadığı gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur. Oysa, davalı tarafın dayandığı tapu kaydında uç sınır dere, bir sınır ise saplık ve karasıllık (sakızlık) olarak gösterilmektedir. Yerel bilirkişi saplık, karasıllık ya da sakızlık olarak gösterilen sınırın neresi olduğunu gösterememiştir. Dere sınırı ise her yerde bulunabiler sınırlardandır. Diğer yandan, tapu kaydının kuzey ve doğu sınır açık kalmaktadır. Bu durumda, tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsadığından söz edilemez. Diğer taraftan, uzman bilirkişi 15.11.1983 günlü raporunda taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu bildirdiği halde 14.11.1984 günlü ek raporda 6831 sayılı Orman Kanununun 2896 sayılı sayılı kanunla değişik 1. maddesi hükmünce orman olmadığını bildirmiştir. Her iki rapor hüküm vermeye yeterli değildir. O halde, olanak bulunduğu takdirde tarafsız orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığı ile taşınmazın orman sayılan yerlerden bulunup bulunmadığı, yeniden yapılacak keşifte belirlenmeli, orman sayılan yerlerden bulunduğu sonucuna varıldığı takdirde ormanların zilyetlik yoluyla kazınılması mümmkün olmadığından hüküm gününden sonra yürülüğe konulan ve görülmekte olan davalarda uygulanması gereken 3402 sayılı Yasa hükümleri gözönünde tutularak orman niteliği ile hizane adına tapuya tesciline karar verilmeli, aksi halde zilyetlik delilleri birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Bu nedenlerle davacı Orman İdaresinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 1.3.1989 gününde oybirliği ile karar verildi.