 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1985/14888
K: 1986/2558
T: 12.03.1986
DAVA : Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle gereği görüşüldü:
KARAR : Hükmüne uyulan Yargıtap bozma kararında 1920 parsel sayılı 1020 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapu kaydına, tapu dışı paylama ve satın almaya, 1934 parsel sayılı 5400 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapu kaydı, tranpa ve satın almaya dayanılarak davalı (H.Ü.) adına tesbit edildiği, itirazları tapulama komsiyonu tarafından reddedilen (H.Ü.) ve paydaşları, "paylaşmadığını payları bulunduğunu" ileri sürüp dava açtıkları belirtilmiştir, nizalı taşınmazların paylaşma ile (R.) ve (Z.)'e düşüp düşmediği, paylaşılmamış kabulü halinde (R.) (Z.)4in müşterek paylarının satabilecekleri, (A.)'ın payının satışının geçerli olamıyacağının düşünülmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereğine değilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan duruşma sonununda davaların kabulüne, nizalı parsellerin taraflar adına kayıt ve miras payları oranında tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Dava konusu taşınmazlardan 1934 sayılı parselin (F.C.) ve müştereklerine ait 12.4.1964 gün, 50 sayılı tapu kaydının kapsamı içinde kaldığı mahkemece yapılan keşif ve uygulama ile saptandığı gibi, bu yönde taraflar arasında uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Arıca taşınmazın kayıt maliki (F.C.) ve müştereleri ile (R.), (Z.) ve (H.) arasındaki 1960 tarihinde yapılan trampa sözleşmesi karşılığında başka bir tapulu taşınmaz karşılığında (R.), (Z.) ve (H.)'a devredildiği ve bu tapu dışı olarak yapılan işlemin bölgede tapulamanın başladığı güne kadar bozulmayıp geçerliliğini koruduğu, (R.), (Z.) ile (H.)'ın 29.5.1976 tarihine kadar 10 yılı aşkın bir süre ile zilyetliklerini sürrdürdükleri (R.) ve (Z.)'in taşınmazdaki, kayden ve kızları olup, bekar ve çocuksuz ölen, (A.)'dan miras yoluyla gelen 3/4 paylarını, davalı (H.)'e 29..5.1976 tarihinde sattıkları toplanan delillerle saptanmıştır. (R.) ve (Z.) tapulamada görevli teknisyen ve teknisyen yardımcısı huzurunda yaptıkları bu satışı vurgulayarak taşınmazın alıcı (H.) adına tesciline muvafakat etmişlerdir. Böylece 1934 parsel yönünden TapulamaKanun'nun 32/c maddesinde öngörülen edinme koşulları (R.), (Z.), (H.) ile (R.) ve (Z.)'in akdi halefi (H.) yararına gerçekleşmiştir. Bu durumda Tapulama Kanunu'nun 32/b maddesi hükmünün uygulanması olanaksızdır. Davalı (H.) taşınmazın (R.), (Z.) ve (H.) arasında paylaşıldığı ve satıcıları (R.) ile (Z.)'e düştüğü yolundaki savunmasını kanıtlayamamıştır. Bu itibarla (H.) dışındaki davacıların taşınmazda bir hakları yoktur. Mahkemece bu yönler gözönünde tutularak 1934 sayılı parselin tamamı 4 pay itibariyle üç payının alıcı davalı (H.) 1/4 (H.) adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
2 - Dava konusu 1920 parsel sayılı taşınmaz ile dava dışı 1921 sayılı parselin Temmuz 1934 tarih, 86 sayılı (R.), (Z.), (H.) adına olan tapu kaydının kapsamı içinde kaldığı mahkemece yapılan keşif ve uygulama ile saptanmıştır. Kaldı ki bu yönde taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Kayıt maliklerinden (A.) İskan Kanunu uyarınca yapılan temlikten sonra bekar ve çocuksuz olarak ölmüş, mirasçısı olarak tapu kaydında müşterek maliklerden babası.(R.) ve annesi (Z.)'i bırakmıştır. Davalı (H.) bu tapu kaydı kapsamı olan ve tapulama sırasında 1920 ve 1921 parsel sayılı altında tesbit edilen taşınmazın tapu dışı olarak paylaşıldığını kanıtlayamamıştır. Kallanmabiçimini belirleyen eylemli durum salt paylaşmanın kanıtı olamaz. Davalı (H.) 29.5.1976 tarihli tesbite muvafakatı içeren belgeye dayanmıştır. 766 sayılı Tapulamma Kanunu'nun 32/b maddesinde kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası taşınmazda zilyed bulunuyorsa, kayıt sahibi veya mirasçlarının tapulama teknisyeni ve yardımcısı huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına tesbiti yapılabileceği öngörülmüştür. Bu muvafakatın tesbit sırasında yapılması ve bu yönün tutanağa yazılarak belgelendirilmesi zorunlu değildir. Olayda, 29.5.1976 tarihli muvafakatname 1920 sayılı parselin tapulama tesbiti yapan teknisyen ve teknisyen yardımcısı ile muhtar ve bilirkişiler huzurunda düzenlenmiştir. Hal böyle olunca, ortada az yukarıda sözü edilen Yasa hükmünce düzenlenmiş bir muvafakatnamenin varlığının kabulü zorunludur. Mahkemece bu yön gözönünde tutularak 1920 sayılı parselde kayden ve miras hakkına dayalı olarak paydaş olan (R.) ve (Z.)'e ait 3/4 payın davalı (H.), arta kalan 1/4 payın kayıt maliki (H.) adına tesiciline karar verilmek gerekirken, 29.5.1976 tarihli begenin muvafakat olunark nitelindirilemiyeceğinden söz edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ : Davalı (H.Ü.)'ün yukarıda 1 ve 2 sayıı bentlerde açıklanan nedenlerle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12.3.1986 gününde oybirliği ile karar verildi.