 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1985/13067
K: 1986/486
T: 23.01.1986
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı şuf'a davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü KARAR : Dava, şuf'alı payin ihtal ve tesciline ilişkindir. Mahkeme davayı kabul etmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir.
Davacı, paydaş Mehmet'in payını davalıya sattığını 12.2.1981 tarihinde öğrendiğini iddia ile 25.2.1981 tarihinde iş bu davayı açmıştır. Davalı, hak düşürücü sürenin geçirildiğini, esasen satın aldığı paya isabet eden araziyi zilyet olarak satın aldığı tarihten bu yana kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı, hak düşürücü süre savunmasını ispat edememiştir. Bu itibarla davanın süresinde ikame edildiğinin kabulü gerekir. Ancak, davacı Hasan ile davalıya pay satan Mehmet'in kendi aralarında paylı olan taşınmazı fiilen taksim ettikleri ve taksime uygun olarak kullandıkları, aralarında çıkan sınır ihtilafını da hallettikleri, hatta birbirine karışmaması için sınırdaki ağaçları dahi damgaladıkları dinlenen şahitlerin beyanı ile sabittir. Bu taksim ile kendi elinde bulunan kısmı Mehmet, davalıya satmıştır. Bu bakımdan davalı tapuda pay satın almışsa da, gerçekte payla birlikte, paya tekabül eden belirli bir yer iktisap etmiştir. Bunu davacı da bilmektedir. Bu bakımdan tapuda pay satışı şeklinde görülen işlemden yararlanarak davacının şuf'a davasını açması MK.nun 2. maddesi uyarınca objektif iyiniyet kurallarıyla bağdaşmaz. Bu cihet nazara alınarak sabit olmayan davanın reddine karar verilmek gerekirken, bundan zuhul ile kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23.1.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.