 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1985/10683
K: 1985/12038
T: 08.11.1985
DAVA : Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Dava, temerrüt nedeniyle tahliye ve 30.000 lira kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkeme davayı kabul etmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar ödenmeyen kira miktarının 30.000 lira olduğu hususunda ittifak etmişlerdir. Davalı, davacı adına onarım gideri olarak 30.000 lirayı yöneticiye ödediğini, kiradan mahsup ettiği için davacıya göndermediğini savunmuş, davacı da onarım giderinin sözleşmeye göre davacıya ait olduğunu, kendisini ilgilendirmediğini, bu bakımdan mahsup edilmiyeceğini ileri sürmüştür. 30.000 liranın onarım gideri olarak davalı tarafından yöneticiye ödendiği de ihtilafsızdır. Bütün sorun, ortak yerlerin onarım giderinin taraflardan kime ait olacağı hususunda toplanmaktadır. Kural olarak; aksine açık hüküm olmadığı sürece, kiralananın kullanılması ile ilgili olmayan ana gayrimenkulün ortak yerlerinin onarımının kiracıya ait olmaması gerekir. Sözleşmeyi lafzına göre değil, amacına göre yorumlamak icabeder. Özel şartların ikinci maddesinde aynen; (çöp, su, elektrik ve kapıcı kiralananın kullanılması ile ilgilidir. Aynı cümlede kullanılan onarım ifadesinde; kiralananın içindeki kullanma ile hasıl olacak tamirler için kullanıldığının kabulu gerekir. Yoksa, kiralananın dışındaki çatı tamiri, dış cephenin sıva, badana ve boyası, bahçe duvarının yapılması v.s. gibi kiralananın kullanılması ile alakası olmayan ve kiracıyı ilgilendirmeyen onarımlar olarak kabul etmek mümkün değildir. Hal böyle olunca 2814 sayılı Yasa ile değişen 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 22 nci maddesi uyarınca yöneticiye davacı adına ödenen bu paranına kiradan mahsubu doğrudur ve temerrüt olgusu bakımından gerçekleşmemiştir. Davanın bu yönden reddi icap ederken kabulu usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 8.11.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.