 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Ceza Dairesi
E: 1985/9688
K: 1985/9615
T: 08.10.1985
DAVA : Gasptan sanık ve tutuklu Abdurrahman hakkında yapılan duruşma sonunda, TCK.nun 498, 59, 525. maddelerine tevfikan 12 sene 6 ay ağır hapsine cezası kadar genel güvenlik gözetimi altına bulundurulmasına ve hakkında TCK.nun 31 ve 33. maddelerinin tatbikine dair, Hatay Ağır Ceza mahkemesi'nden verilen 12.6.1985 tarihli hükmün temyizen tetkiki sanık vekili tarafından istenilmiş ve para depo edilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığı Yüksek Makamından daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Sanığın eylemi; öldürme tehdidiyle mağdur Mehmet'den belli bir yere para bırakmasını istemekten ibarettir.
Mektup doğrultusunda alınan polis önlemleri sonucunda sanık 50.000 lira parayı bırakılan yerden aldığında yakalanmıştır.
Ceza Yargılaması yasası uyarınca kanıtları serbestçe tartışan mahkemenin olayı saptamasında bir tutarsızlık görülmemiştir. Ancak :
Türk Ceza Yasasının 498. maddesindeki suç hem kişi özgürlüğü ve hem de mal varlığına ilişkin varlık, menfaat ya da değerleri korumakta ve iki konulu bir suçtur. Anılan suçun oluşması için yalnızca kişisel özgürlüğün ihlali yetmemekte bunun yanı sıra mal varlığının da zarar görmesi yani suç kalıbında öngörülen bu iki ihlalin doğması zorunludur. Söz konusu cürüm maddi sonuçlu suç bulunmadığından hukuki ihlal anlamındaki bu iki sonucun gerçekleşmesi için malın, failin eline yani tasarruf ve egemenlik alanına geçebilecek biçimde bir yere konulması gerekmektedir. Bu durum ortaya çıkmadıkça suçun tamamlandığı ileri sürülemez. Çünkü fail gerçek anlamda mal sahiplenmiş değildir. Bu aşamalardan önceki haraketler ise suçun yapısı tam kalkışmaya elverişli olmadığından eksik kalkışma çerçevesinde kalacaktır.
Olayda polisin aldığı önlemler nedeniyle yukarıda anlatılan biçimde ve gerçek anlamda sonuç doğmamış bir başka deyişle kişi özgürlüğü tam anlamıyla ilhal edilmiştir. Ancak :
Malvarlığına ilişkin menfaat ya da değerlerin ihlali suç kalıbında öngörülen biçimde ve gerçek anlamda değildi, sözde görünüşte bir ihlal söz konusudur; zarar doğmamıştır.
SONUÇ : Bu nedenlerle sanığın eylemi Türk Ceza Yasasının 498. maddesinde öngörülen suça eksik kalkışma olduğu halde tamamlanmış suçtan cezalandırılması yasaya uymadığından tebliğnamedeki düşüncenin reddiyle hükmün BOZULMASINA, depo parasının geri verilmesi, 8.10.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.