 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Hukuk Dairesi
E: 1985/6651
K: 1985/6861
T: 04.06.1985
DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırma değerinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; kamulaştırma değerinin artırılmasına dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden süresinde verilen günlü dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü : KARAR : 19/80 payı davacıya ait taşınmaz malın tamamı 13.10.1981 günü davalı idarece kamulaştırılmış kıymet takdir komisyonunca da bu yere (3555000)TL. değer biçilmiştir. Taşanmazdaki payına göre bu bedelden davacıya (844.312) lira düşmesine karşın, idare 2587 sayılı yasa gereği tapu malikine vergi bildirgesinde gösterdiği değerden daha fazla bir ödeme yapılamıyacağı görüşü ile, davacı adına Bankaya (228.000) lira bloke etmiş, davacı da olayda 2587 sayılı yasa hükümleri uygulanamıyacağından vergi bildirgesi ile, kıymet takdir raporunda belirtilen değer arasında kalan payına düşen (616.312) liranın ödenmesine karar verilmesini dava etmiştir. Bu durumu ile dava 2942 sayılı yasanın yürürlüğünden sonra bedel artırılması niteliğinde olmayıp, eksik yatırılan çekişmesiz karşılık farkının tahsili davasıdır. Bu kamulaştırma karşılığının peşin yatırılması da Anayasa ve Kamulaştırma Yasası gereğidir. Bu gibi davalarda, Kamulaştırma Yasasanın 14 üncü maddesinde yazılı yasal hak düşürücü süre uygulanamaz.
Dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin karar, 2587 sayılı yasanın yürürlük gününden önce alınmış, davalı idarece de bedel indirme davası açılmamış olduğundan tapu malikine, kıymet takdir komisyonunca biçilen değerin kamulaştırma karşılığı olarak ödenmesi zorunludur ve dava dilekçesinin tebliğ gününden itibaren temerrüde düşen idarenin bu alacak için temerrüt faizi ödemesi gerekir. Davalı idarenin 2587 sayılı yasanın kapsamını yanlış yorumlayarak vergi bildirgesine göre ödeme yapılacağını tebliğ etmesi yasal dayanaktan yoksundur. Bu nedenle mahkemece davanın kabul edilmesinde ve olayda 2942 sayılı yasanın geçici 1 inci maddesinin 2 nci fıkrasının uygulanması olanağı bulunmadığından idareye harç, gider ve vekalet ücreti yükletilmesinde ve temerrüt faizi hükmedilmesinde bir tutarsızlık yoktur.
SONUÇ : Ancak bu durumda faizin dava gününden başlatılması doğru bulunmamış ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararda 9.2.1983 olan faizin başlangıç gününün, dava dilekçesinin tebliğ günü olan 5.4.1983 olarak değiştirilmesine ve hükmün böylece düzeltilerek ONANMASINA, 4.6.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.