 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1985/9872
K: 1986/691
T: 30.01.1986
DAVA : Taraflar arasındaki trafik kazasından doğma tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı toplam 703.175 lira maddi ve manevi tazminatın 10.7.1982 tarihinden 19.12.1984 tarihine kadar % 5 bu tarihten sonra % 30 faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, fazla manevi tazminat isteğinin reddine ilişkin hükmün davalı Fikret ve Hüseyin avukatı tarafından her ne kadar duruşma istekli olarak temyiz edilmiş ise de, HUMK. nun 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesinin 1.fıkrası ile aynı kanunun geçici maddesinin b bendi hükmünce, miktarı 1.000.000 lirayı aşan alacak davalarında duruşma yapılmasına olanak vermiş olup bu davaya konu olan alacağın tutarı sözü edilen miktarın altında olduğundan duruşma isteğinin reddine ve incelemenin kağıtlar üzerinde yapılmasına oybirliğiyle karar verildikten, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra, dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Dava trafik kazasından doğan tazminat istemine ilişkindir. 07....665 plakalı araç davacıların yakını Mustafa'ya çarparak ölümüne sebebiyet vermiştir. Davanın kabulüne dair önceki karar davalılar hakkında harcı verilerek usulüne uygun şekilde açılmış bir dava olmadığı halde adı geçenlerin tazminatla yükümlü tutulmuş olmalarından bozulmuştur. Mahkemece bu bozmaya uyulduktan sonra davacılar harcını vererek düzenlemiş bulundukları 29.7.1985 günlü dilekçe de bu eksiklik tamamlanmış olmakla tazminatın önceki kararda olduğu gibi davalılardan alınmasını istemişlerdir. Davalılar ise ona karşı vermiş bulundukları cevapta zamanaşımı def'inde bulunmuşlardır. Davalılar hakkındaki bu davanın harcın verilmiş olduğu 29.7.1985 tarihinde açılmış olduğunun kabulü gerekir. Gerçekten hiç harç vermeden bir davanın açılmış olduğu benimsenemez. Nitekim Esas: 1983/7, Karar: 1984/3 sayılı ve 6.2.1984 günlü Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında harca tabi davalarda harcın ödendiği tarihte davanın açılmış sayılacağı kabul edilmiştir. Öte yandan davalılar için esasa cevap hakkı 29.7.1985 günlü dilekçenin kendilerine tebliği ile doğmuştur. Gerçekten daha önce bunlar davalı sıfatını kazanmadıkları gibi kendilerine bir dava dilekçesi de tebliğ edilmemiştir. O halde bu davada öncelikle zamanaşımı def'i üzerinde durulması gerekir.
Olay gününde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununun 50. maddesinin son fıkrası hükmünce bu davada uygulanacak zamanaşımı zararın ve failin öğrenildiği günden başlayacak olan 2 yıllık zamanaşımıdır. Gerçekten davalılar işleten durumundadırlar. Davacılar ise zararı ve işletenleri en geç 10.2.1983 tarihinde vermiş bulundukları dahili dava talebini kapsayan dilekçe ile öğrenmişlerdir. O halde öğrenme günü ile davanın açıldığı gün arasında 2 yıldan fazla bir süre geçmektedir. Sürücü ile işletenler aynı zararda müteselsilen sorumlu iseler de bu teselsül tam değil, eksiz teselsül niteliğinde bulunduğundan sürücü hakkında zamanaşımının kesilmesi işletenler hakkında da kesilmesi sonucunu doğurmaz. Bu nedenle yukarıda adları yazılı davalılar hakkında 29.7.1985 tarihinde açılmış olan bu davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmek gerekirken belirtilen yön üzerinde durulmayıp kabul edilmiş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA bozma nedenine göre yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın iste halinde geri verilmesine, 30.1.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.