 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E:1985/9813
K:1986/1016
T:06.02.1986
* GÖREV
ÖZET : Dava, mahsule kimin yaptığı belirsiz zararın Çiftçi Mallarını Koruma Sandığı'ndan ödetilmesine ilişkindir. Kamu kurumundan bir hakkın yerine getirilmesi istendiğine göre, uyuşmazlığın çözümü idari yargı yerine aittir.
(2577 s. İYUK m. 2)
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 54.786 liranın dava tarihinden itibaren yasal faizi olan 638.060 lira ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazla İsteğin vazgeçme nedeniyle reddine ilişkin hükmün süresi içinde davalı Çiftçi Malları Koruma Başkanı tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşuldu
Dava tazminat isteğine ilişkin olup, husumet Çiftçi Mallarını Koruma Başkanlığına yöneltilmiştir. Kimlikleri bilinmeyen kişilerin davacının ekili tarlalarına hayvan sokarak otlatmak ve çiğnetmek suretiyle ekili ürüne zarar verdikleri ileri sürülüp bu zararın Çiftçi Mallarını Koruma Kanunu uyarınca davalıdan alınması istenilmektedir.
A - Çiftçi Mallarını Koruma ve İhtiyar Meclisleri 4081 sayılı Kanunla kurulup görevlendirilmiş bir teşekküldür. Aynı Kanunun 22. maddesi, Koruma Sandığı'nın mevcudunun Devlet malı hükmünde olduğunu, 23. maddesi bu kanun ile vazifedar olanların vazifeleri dolayısı ile işledikleri suçlara Ceza Kanununun memurlar hakkındaki hükümlerinin tatbik olunacağın ve bu gibilerin ifa ettikleri vazifeden dolayı kendilerine karşı işlenen suçların da memurlar aleyhine işlenmiş sayılacağını ve 15. maddesi ve koruma tarifelerinde belirlenen paraların Tahsili Emval Kanununa göre tahsil olunacağını emretmektedir. Bütün bu hükümlerden çıkan sonuç, sözü edilen meclislerin bir kamu kuruluşu niteliğinde olduklarıdır.
Davacı, ekili tarlasında meydana getirilen ve faili bilinmeyen zararının Koruma Sandığı'ndan ödenmesinin sağlanması için bu davayı açmıştır. 0 halde bir kamu kurumundan bir hakkın yerine getirilmesi istenildiğine göre, uyuşmazlığın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesi uyarınca İdari Yargı yerinde görülmesi gerekir. Bu nedenle dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
B - Mahkeme davaya bakmaya görevli olmamakla beraber aşağıda belirtilen hususlar da benimseme biçimi yönünden bozmayı gerektirmektedir.
1 - Mahkemece 4081 sayılı Kanunun 29. maddesi hükmüne dayanılarak subuta eren 73.049 lira tazminat alacağının 3/4'ü olan 54.786 liranın tahsiline karar verilmiştir. Oysa sözü edilen maddenin 2. fıkrası hükmüne göre bakiyesi sonradan belirlenecek failinden alınmak üzere sandıktan peşin olarak ödenecek miktar hiçbir halde 20 lirayı geçemez. 0 halde mahkemece bu yasa hükmü gözetilmeksizin 20 liradan fazlaya hükmedilmiş olması bozmayı gerektirir.
2 - 4081 sayılı Kanunun 29. maddesinin 1. fıkrasında Koruma Sandığı'nca ödenecek zararın Koruma ve İhtiyar Meclislerince tesbit olunan zarar olması gerektiği belirtilmiştir. Oysa bu davada istenilen ve hükmedilen zarar davacının kaymakamlık makamına başvurması üzerine ziraat teknisyenince belirlenmiş zarardır. O halde bu yasa hükmü gözetilmeksizin verilen ödetme kararı da usule aykırıdır.
3 - Düşünce veya raporu hükme esas tutulacak bilirkişinin nasıl seçileceği HUMK.nun 276. maddesinde gösterilmiştir. Mahkemece bu usul kuralı gözetilmeksizin Kaymakamlığın görevlendirmiş olduğu ziraat teknisyenince verilmiş olan zararın hesabına ilişkin rapora dayanılarak ödetme kararı verilmiş olması da bozmayı gerektirir.
4 - Talep olunan alacağın dava tarihinden itibaren işlemiş kanuni faizin dava olunana dahil bulunmadığı gözetilmeksizin avukatlık ücretinin ve ilam harcının asıl tazminat alacağı ile davanın açıldığı günden itibaren işleyecek faizinin toplamı üzerinden hesaplanması da bozmayı gerektirir.
C - Tarafların kazandıkları ve kaybettikleri bölümler gözetilmeksizin hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanacak ilam harcının tamamının davalıya yükletilmesi gerekirken bunun bölüşülüp bir miktarının davacıya yükletilmiş olması da usule aykırıdır. Ancak, davacının temyizi olmadığından bu yön bozma nedeni yapılmamış, yalnız yanılgıya değinilmekle yetinilmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın (A) ve (B) bentlerinde gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA), bozma nedenine göre öteki itirazların incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 6.2.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.