 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1985/8652
K: 1986/378
T: 23.01.1986
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 600.000 liranın, davalı (M.E.)'den alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine gereği konuşuldu :
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir yolsuzluk görülmemesine göre öteki itirazların reddi gerekir.
2 - Davacı (alacaklı davalının (üçüncü şahsın) icra tetkik merciinde açtığı istihkak davası sırasında (alacağın % 15 miktarı olan 600.000lira tazminat yatırması üzerine) icra tetkik merciince icra takibinin talikine karar verildiğinden, sonuçta istihkak davası reddedildiği halde bu teminatın kendisine tazminat olarak verilmediğinden, icra takibini taliki nedeniyle zarara uğradığından bahisle "tazminat olarak icraya yatırılan 600.000 liranın davalıdan tahsiline karar verilmesini") talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın İcra İflas Kanunu'nun 97/13 üncü maddesine dayandığı belirtilip zarar kapsamı üzerinde bir inceleme de yapılmaksızın isteğin aynen kabulüne karar verilmiştir.
Gerçekten, istihkak davasının reddine karar veren icra tetkik mercii, alacaklı talep etmediği için kararda (İİK'nun 97/13 üncü maddesinde öngörülen) alacaklı lenine asgari yüzde onbeş tazminata hüküm vermiş ve tetkik mercii kararı bu şekilde kesinleşmişse, alacaklı istihkak davasının reddine ilişkin, icra tetkik mercii kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde, icra takibinin haksız ertelenmesi kararı nedeniyle alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararının ödenmesi için üçüncü kişiye (istihkak davacısına) karşı genel hükümlere göre bir tazminat davası açabilir. (Bakınız Prof. D. Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu, cilt III 4. baskı 1982, Sh. 3131). Ancak, böyle bir tazminat davasının hukuki dayanağı İİK.nun 97 nci maddesinin 13 üncü fıkrası değil, HUMK.nun 110 uncu maddesi hükmüdür. Yeni bu halde alacaklının açacağı tazminat davası, normal bir haksız ihtiyati tedbirden dolayı tazminat davasıdır. Bu dava ile alacaklı, ancak icra takibinin hakkıs olarak ertelenmesi nedeniyle uğramış olduğu gerçek zararını isteyebilir. Yani bu halde İİK.'nun 97/13 üncü maddesi hükmü uygulanmaz ve alacaklının zararını isbat etmesi zorunludur. Zira alacaklının isteyebileceği zarar, yüzde onbeşden de az olabilir.
Mahkemenin, açıklanan hukuki esasları gözetmeksizin ve davanın gerçek zararını araştırmadan davalının nitelenmesinde ve uygulanacak kanun hükümlerini belirlemede hataya düşer isteği aynen hüküm altına almış olması kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 2 nci bendde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, öteki itirazların 1 inci bendde yazılı nedenlerle reddine 23.1.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.