 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E:1985/6021
K:1985/7789
T:07.10.1985
* ÖZET:Hekimlerin acil olay ödencesi alabilmeleri için hastanın evine veya olay yerine gitmeleri zorunlu olmayıp sadece çalışma saatleri dışında çağrılmış olmaları yeterlidir.
(2162 s. Tam Süre K m. 7)
(Tam Süre Yön. m. 25,28)
Taraflar arasındaki alacak davası nedeniyle yapılan yargılama Sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 27.125 liranın dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
Davacı vekili davalının, S... Sağlık Ocağı tabibi iken sağlık ocağına gelip baktığı hastalar adına "acil çağrı fişi" doldurduğunu, bu durumun 2162 sayılı Yasa ve bu Yasaya davalı olarak çıkarılmış bulunan Yönetmeliğin 25 ve 28. maddelerine aykırı olduğunu, zira anılan maddeler gereğince ancak hastalara bakmak üzere hasta evlerine veya vaka mahalline gidip geldikten sonra acil çağrı fişi düzenlemesi gerektiğini, davalının böylece Yönetmeliğin 25 ve 28. maddelerine aykırı olarak Hazineden 24.550 lira acil çağrı tazminatı aldığını ileri sürerek ödetilmesini talep etmiştir.
Davalı ise düzenlenen fişlerin ve yapılan ödemenin yasaya uygun olduğunu savunmuş ve davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda verilen 15.5.1984 tarihli raporda sağlık ocağında bakılan hastalar için acil çağrı fişi düzenlenmesinin Yönetmeliğin 28. maddesine aykırı olduğu, davalı tarafından doldurulan acil çağrı fişlerinin hukuki dayanağı bulunmayıp gereksiz yere doldurulduğu, bu fişler karşılığında yapılan ödemenin haksız olup davalıdan geri alınması gerektiği bildirilmiştir. Mahkemece de bu rapora dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
2162 sayılı Yasanın 10. maddesine dayanılarak çıkarılan ve 28.8.1978 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan "2162 sayılı Sağlık Personelinin Tam Süre Çalışma Esaslarına Dair Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 25 ve 28. maddelerinde acil vaka tazminatı ve acil vakaya çağrı konuları düzenlenmiştir. 25. maddede acil vakalar için mesai saatleri dışında sağlık tesisine çağırılan, hasta evine veya vaka mahalline gönderilen personele ödenecek olan acil vaka tazminatının ne şekilde hesap edileceği gösterilmiştir. Aynı yönetmeliğin 1.10.1979 tarih 16771 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Yönetmelikle değiştirilmiş 28. maddesi ise aynen şöyledir : "Tam süreli mesai saati dışında 2162 sayılı Yasanın 7. maddesinde sözü edilen hizmet verdikleri kişiler tarafından yapılacak çağrı üzerine hekimlerce yapılan muayene ve tedavi karşılığı alınacak ücretler, ilgili bakanlıklarca bastırılan ve Maliye Bakanlığı'nca onaylanan formun ve makbuzlarla belgelenir". Bu maddelerin incelenmesinden de anlaşılacağı gibi hekimlerin acil vaka tazminatı alabilmeleri için hastanın evine veya olay yerine gitmeleri şart koşulmamıştır. Sadece mesai saatleri dışında çağrılmış olmaları yeterlidir. Gerek müfettiş raporunda gerekse 15.5.1984 tarihli bilirkişi raporunda değinilen ve acil çağrı listesinde yer alan olayların gerçekten acil olup olmadıkları konusu ise bu dava ile ilgili bulunmamaktadır. Çünkü davacı dava dilekçesinde davalının sağlık ocağında baktığı hastalar için acil çağrı fişi doldurup haksız yere tazminat aldığını ileri sürerek ödemesini istemiş olup acil çağrı fişlerinde yer alan vakaların acil olmadıklarını ileri sürmemiştir. Bu yönler gözetilmeden yasa hükmüne başka anlam verilerek davanın kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 7.10.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.