Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1985/5642
K: 1985/7495
T: 30.09.1985
DAVA : Taraflar arasındaki trafik kazasından doğma tazminat davası üzerine yapıyan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 306.054,36 liranın davalı (A.Ç.)'den alınarak davacıya ödenmesine, fazla isteğin ve diğer davalı (S.D.) hakkındaki davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine gereği konuşuldu :
KARAR : Dava trafik kazasından doğma tazminat isteğidir. Davalı (A.Ç.)'e ait mercimek yüklü traktör ile diğer davalı (S.D.)'ya ait NE HJ 531 (yabancı) plakalı aracın çarpışması sonucu traktördeki mercimekler karayoluna saçılmıştır. Bu olaydan habersiz olan davacıya ait kamyon ani olarak kaza yerine geldiğinde saçılmış mercimekler nedeniyle kayarak şarampole yuvarlanıp devrilmiştir. Trafik kaza raporuna göre olayda davalılar yarı yarıya kusurludurlar. Ancak hükme dayanak tutulan bilirkişi raporunda davalı (A.Ç.)'in 3/8 diğer davalı (S.D.)'nun 5/8 oranında olaya sebebiyet verdikleri tesbit edilmiştir. Davalı (S.D.) cevabında, davacının mali mesuliyet sigortası Hamburg Sigorta Şirketi'nden tazminat alırken sigortacı ile birlikte kendisini de ibra ettiğini savunmuş ve mahkemece bu savunma benimsenip adı geçen hakkındaki davanın reddine ve sabit olan zarardan diğer davalı (A.Ç.)'in kusur oranına göre payına düşenin tahsiline karar verilmiştir.
1 - Dosyada fotokopisi mevcut olan ve davacı tarafça karşı çıkılmayan ibranamede 284.380 liranın alındığı belirtildikten sonra aynen (... bu tazminatı almakla gerek Hamburg ve NE HJ 531 plaka sayılı vasıtanın sahip ve şoförünün işbu kazadan mütevellit bilcümle zimmetlerini tam ve mutlak surette ve rücuu kabul olmamak üzere ibra ve iskatı hak eylediğimi beyan ederim) denilmiştir.
O halde, bu davada çözümlenmesi gereken ve önemli sorun, yukarıda metni yazılı ibranamenin hukuki niteliğinin saptanması ve bu belgenin gerek hasarın kapsamı ve gerekse meydana getireceği hukuki sonuçlarının davalılar yönünden değerlendirilmesi olmalıdır. Gerçekten ibra hususunda yasalarımızda bir özel kural yer almış değildir. Kanunumuza aktarılmayan İsviçre Borçlar kanununun 115 inci maddesi ibraya ilişkin olup borçların sukutu ile ilgili hükümler arasında düzenlenmiştir. Kaynak Kanunun 115 inci maddesinde yer alan ve başlığı (Borcu mutabakatla ortadan kaldırma) olan ibra, nitelikçe olumsuz bir ikrar sözleşmesidir. Diğer bir söyleyişle alacaklının alacak hakkından vazgeçmesini ve bu suretle borçlunun borçtan kurtulmasını sağlayan sözleşmeye ibra denir.
Davaya konu olan işte tazminat alacaklısı olan davacının ibra sırasında davalı (S.D.)'nun tazminat borcundan müteselsilen sorumlu olan Hamburg sigorta şirketine karşı açıkladığı irade beyanı ancak, sigorta konusu ve sigortacının ödediği bedel ile sınırlı olmak üzere hem sigortacı ve hem de tazminat borçlusu yönünden sonuç doğurur. Sigorta konusunu ve ödenen bedeli aşan tutar için sigorta ettiren davalı (S.D.) bakımından sonuç doğurmaz.
Bu sözleşmenin hukukça varlık kazanması, gerçekleşmesi, alacaklı ve borçlu durumundaki kişilerin ya da onların gerçek temsilcilerinin iradelerinin birbirlerine yönelmesini zorunlu kılar (Yargıtay 4. H.D.'nin 30.1.1978 T. 13056/1007 sayılı kararı). İbraname, mali sorumluluk sigortasına dayanmakta olup bu sigorta bağlantısı davacı ile değil, davalılardan (S.D.) ile genel nitelikte yapılmış bir sigortadır. İbraname de davalı (S.D.)'ya değil davada taraf olmayan sigorta şirketine verilmiştir. Ödeme de sigorta şirketi tarafından yapılmıştır. Bu itibar ile davacının hukukunu doğrudan doğruya etkileyici nitelikte kabul edilemez. dolayısıyle etkisi yönünden ise, belgenin belirtilen miktarla sınırlı makbuz niteliğinde kabulü doğru olur. Bu yoldaki bir yorum, söze oranla öze incelik tanıyan yoruma ilişkin düşünceler açısından bir temel kural taşıyan anlayışa da uygundur (Aynı görüş için Bkz. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 6.3.1979 gün 2954/3342 sayılı kararı). Sigortacının sadece ödediği bedel miktarınca zarar verene rücu etmek imkanına sahip olduğuna ilişkin Türk Ticaret Kanunun 1301 inci maddesi hükmü de bu sonucu ayrıca doğrular niteliktedir. Dava da ödenen miktar düşülerek açıldığına göre, davaya bakılmak gerekirken, davalı (S.) hakkındaki davanın tamamen reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.
2 - Türk Sigorta şirketleri, mali mesuliyet yönünden yalnız hasar tazminatları için sözleşme yapmakta, kazanç kaybı ve araçtaki değer düşüklüğünden doğan zararları, sigorta poliçesi kapsamına almamaktadırlar. Hükme dayanak tutulan bilirkişi raporuna göre davacı olay nedeniyle 135.000 lira kazanç kaybına uğramıştır. Araçta ise 50.000 liralık değer kaybı olmuştur. O halde getirtilecek sigorta poliçesi ile diğer sigorta evrakı incelenerek sigorta poliçesinin ve ibranamenin kazanç yoksunluğunu ve değer kaybını kapssayıp kapsamadığı araştırılmak ve kapsamadığının anlaşılması halinde sözü edilen iki kalem zarardan davalı (S.D.)'nun kusur oranına isabetedenin de aşağıda belirtilen teselsül kuralı sebebiyle her iki davalıdan müteselsilen tahsiline karar verilmek gerekirken bu bölüm isteğin reddine karar verilmiş olması da bozmayı gerektirir.
3 - Borçlar Kanunu'nun 51 inci maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre birçok kimseler aynı veya muhtelif sebeplere binaen sorumlu oldukları takdirde (eksik teselsül) birlikte bir zarar vukuuna sebebiyet veren kimseler (tam teselsül) hakkındaki hükümlere yani aynı Kanunun 50 nci maddesinin birinci fıkrasına göre müteselsilen sorumlu olurlar. Davaya konu olan olayda davalı (A.Ç.) ile diğer davalı (S.D.) işlemiş oldukları haksız eylemden ötürü tazminat alacaklısı davacıya karşı müteselsilen sorumludurlar. O halde mahkemece bu yön ve müteselsilen ödetme isteğinin varlığı gözetilmeyerek tazminattan davalı (A.Ç.)'in payına düşenden diğer davalı (S.D.)'nun müteselsilen sorumlu tutulmamış olması usul ve yasaya aykırıdır.
4 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlerle delillerin takdirinde bir yolsuzluk görülmemesine ve özellikle Türk Ticaret kanununun 785 inci maddesi hükmünce kendi kusurundan doğmayan bir sebepten taşınanın zia ve hasara uğraması halinde taşıyıcı sorumlu olmıyacağına ve davaya konu olan olayda bir kusuru olmaması karşısında davacının taşınanın malikine karşı bir sorumluluğu bulunmadığına göre öteki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın davalı (A.Ç.)'e ilişkin bölümünün 4. bendde gösterilen nedenle ONANMASINA, diğer davalı (S.D.)'ya ilişkin bölümünün 2 ve 3 üncü bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 2,3 ve 4. bentlerde oybirliğiyle, 1. bendde oyçokluğuyla 30.9.1985 gününde karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Her sigorta poliçesinin ihtiva etmesi gereken hususlardan biri de sigorta bedelidir. (TTK m. 1266/4). Sigortacı, sigorta bedelini değil, sigorta edilen menfaatın değerini, diğer bir ifade ile hakikaten uğranılan zararı tazmine mecburdur (TTK m. 1283). Rizikonun gerçekleşmesi ile oluşan ve sigortalının da kapsamına giren zarar, sigorta bedelinden az olabileceği gibi çok da olabileceğinden ibranın meydana getireceği sonuçların bu iki hale göre ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Şayet zarar, sigorta bedelinden fazla ise sigortacının sigorta bedelinin tamamını ödedikten sonra tazminat alacaklısından aldığı igbra, zararın sigorta bedelini aşan bölümü için kurulun çoğunluğunca da benimsendiği gibi herhangi bir sonuç doğurmaz. Çünkü kendisine ibra iradesi yöneltilen sigorta şirketi tazminat alacaklısına karşı poliede miktarı yazılı sigorta bedelinden daha fazla bir ödeme borcu altında esasen bulunmadığından fazlaya ilişkin ibra, sigortalıya karşı gereksiz bir işlem olur. Buna karşılık zararın sigorta bedelinden az olması halinde durum başkadır. Böyle bir halde sigortacının ödemeyi kabul ettiği miktar kadar tazminat alan alacaklı, zararı daha fazla olmakla beraber verdiği biraname ile aldığı miktar dışında kalan tazmin borcunu kendi iradesi ile ortadan kaldırmış olur. Bu ibradan sonra alacaklı sigorta bedelinin altında olsa bile sigortacının ödediği miktar dışında kalan zararını talep edemez.
Kural olarak bir sözleşmenin varlık kazanabilmesi, alacaklı ve borçlu olan kişilerin veya onların temsilcilerinin iradelerinin karşılıklı olarak birbirine yönelmesine zorunlu kılar. Ancak iki taraf arasında yapılan bir sözleşmede üçüncü kişilerin de o sözleşmeden yararlanma hakkı kazanabilecekleri haller vardır. Mesela kendi namına akit yapan bir kimse üçüncü kişi lehine bir borç şart etmişse o kimse bu borcun ifasını talep etme hakkını haiz olduğu gibi üçüncü kişi dahi iki tarafın niyetine uygun düştüğü takdirde borcun ifasını şahsen talep edebilir (BK m. 111). Bunun gibi sigortacı mali mesuliyet yönünden yapılmış bir sigorta aktine müsteniden zararı tazmin ederken, tazminat alacaklısından aldığı ödeme belgesine, yalnız kendisini değil, aynı zamanda müşterisi olan sigortalıyı ve onun şöförünü de ibra ettiğine dair şart koydurmasına yasal bir engel yoktur. Sigortalı ve şöförü bu ibra sözleşmesinde üçüncü kişi durumunda olsalar bile o sözleşmeye kendi yararlarına konulmuş şarttan yararlanabilirler. Onların bu şarttan yararlanabilmeleri için, yapıldığı sırada sözleşmeye doğrudan doğruya katılmış olmaları zorunlu değildir.
O halde mahkemece sigorta poliçesi ile diğer sigorta evrakı getirtilerek incelenmeli ve poliçede gösterilen sigorta kapsamına giren nitelikteki zararından dolayı sigortacıdan aldığı tazminat sigorta bedelinden az ise verdiği ibraname ile yalnız sigortacıyı değil aynı zamanda onun müşterisi bulunan davalı (S.D.)'yu da sigorta bedeli ile sınırlı olmak üzere ibra etmiş olduğundan aradaki farka ilişkin isteğin reddi ile sigorta bedelini aşan kısmının tahsiline ve sigorta bedelinin aynı kalem zarardan fazla olması halinde ise isteğin tamamının davalı (S.D.) yönünden reddine karar vermesi gerektiğinden birinci benddeki bozma nedeninin bu şekilde olması gerektiği oyundayız.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini