 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1985/5537
K: 1985/7507
T: 30.09.1985
DAVA : Taraflar arasındaki yabancı mahkeme tarafından verilmiş bulunan tazminat ödetme ilamının tanınması ve tenfizine karar verilmesi istenilmesi üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı, (Batı Almanya Vorms Asliye Hukuk Mahkemesini'nce verilen 2 C 4/79 sayı 20 Eylül 1979 tarihli kararın, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 34. maddesi gereğince tanımasına ilişkin kararın süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Davacı, yabancı mahkeme tarafından verilen tazminat ödetme ilamının tanınması ve tenfizine karar verilmesini istemiştir. Davanın maddi olgularını incelemeden önce, Devletler Özel Hukuk ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Yasa uyarınca tanıma ve tenfiz kavramları ile hukuki sonuçları üzerinde durmakta yarar vardır.
Tanıma, yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi için, yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tesbitidir (MÖHUK. m.. 42) Bu haliyle tanıma bir tesbitten ibarettir. Yabancı ilamın tanınması, ondan delil veya kesin hüküm olarak yararlanabilme sonucunu doğurur. Bu durumda ilamın tenfizi, başka bir anlatımla yerine getirilmesi söz konusu değildir. Yabancı bir mahkeme kararının tanınmasıile, ülkesinde kendi ajanları aracalığı ile bu ilamın gereklerini yerine getirilmesi başka şeylerdir. (Prof. Rr.Vedat Raşit Seviğ, Kanunlar İhtilafı, İst. 1974, sh. 256; Prof. Dr. Erdoğan Göger, Devletler Husususi Hukuku, Ankara- 1975, sh. 354; Esat Şener - Yabancı Mahkeme Kararalarının Tanınması ve Tenfizi, Türkiye Noterler Birliği Hukuk Dergisi Sayı 41. sh. 6) Yabancı ilamın tanınması Türkiye'de tenfizi yerine getirilmesi sonucu doğurmadığından, bu ilamdan ancak, konusunda yeni bir talep yapıldığında, bu isteğin reddedilmesi ya da takas savunması için savunma ve def'i aracı olarak yararlanılabilir. Yabancı ilamın savunma ve def'i aracı olarak ileri sürülmesinde de önceden kınama kararı alınmasına gerek olmayıp, davayı görmeye yetkili mahkemeden de yabancı ilamın tanınması istenebilir (Göger, age., sh. 355). Tanıma kararları nitelik olarak bir tesbit kararı olmakla, öncelikle davacının tanıma kararı istemekte hukuki yararının bulunması gerekir. Para alacağına ilişkin bir ilamın tamamlanması halinde dahi yerine getirilmesi istenemeyeceğine, yabancı ilamın konusunu oluşturan ve davacı aleyhine açılmış bir davada bulunmadığına göre, tanıma davasının görülmesinde davacının hukuki yararı yoktur.
Tenfiz yerine getirme ise, "yabancı memleketlerde hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye'de icra olunabilmesine, yetkili Türk Mahkemesi'nin karar vermesidir (MÖHUK. m. 34). Devletler özel hukuku uyarınca yabancı bir mahkeme kararının başka bir ülkede tenfizi (yerine getirilebilmesi ) yerine getirilecek ülke hakiminin kararına bağlıdır ki, buna Devletler özel Hukukunda Exaqvuatur kuralı denir. Milletlerarası özel hukukun Exaqvuatur kuralı uyarınca tenfiz kararıdır.
Yabancı mahkeme kararının Türkiye'de tenfize karar verilebilmesi ise, tenfizi istenen kararı veren Devletin kendi yasalarına göre kesinleşmesi önkoşuluna (MÖHUK. m. 34) bağlıdır. O halde yukarıdaki açıklamalar karşısında mahkeme yapılacak iş - dava dilekçesi açık olmadığından , davacıdan isteği açıklattırılıp (HUMK. m. 75/3); davacı yalnız tanıma kararı istemesi halinde yukarıda açıklanan nedenlerle hukuki yararı bulunmadığı için davayı reddetmek, tenfiz kararı istemesi halinde ise öncelikle tenfizi istenen kararın kesinleşip kesinleşmediğini aramak, daha sonra 2675 sayılı Yasanın 38. maddessinde yazılı tüm koşulları araştırmak ve sonucuna göre karar vermekten ibaret iken, usul ve yasaya uymayan düşüncelerle verilen karar bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, ve gereksiz alınan başvurma harcı 600 lira ile peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 30.9.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.