 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1985/2100
K: 1985/3763
T: 16.04.1985
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı sabit görülmeyen davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı Bağ-Kur Genel Müdürlüğü avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine gereği konuşuldu :
KARAR : Davacı kurum, yönetim kurulu üyesi olan davalının, kendisine tahsis edilen telefonla özel görüşmeler yaptığını bunun tutarı olan ve P.T.T. ye ödenen 119.940 liranın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, "davacı Bağ-Kur Genel Müdürü ve yardımcısıyla Yönetim Kurulu Başkanının şehirler arası telefon görüşmelerinin kurumca karşılandığını; bu haktan yönetim kurulu üyelerinin yararlanmasının gerektiğini" kabul ederek isteğin reddine karar vermiştir.
1 - Hangi görevde olursa olsun, kamu görevlilerine tahsis edilen telefonların hizmetin görülmesi nedeniyle kullanılması gerekir; başka bir anlatımla telefon tahsininin amacı, kamu hizmetinin daha iyi işlemesini sağlamaktır. O halde kamu görevlisinin kendisine tahsis edilen telefonla özel görüşmeler yapması halinde idarenin bu nedenle yaptığı giderleri isteme hakkı olduğu kabul edilmelidir. Yeterki, kamu kurumunun iç düzeninde hukuka uygun aksi yönde bir hüküm bulunmasın
Dosya içerisinde mevcut davacı kuruma ait 30 no'lu iç genelgenin 30 uncu maddesi de (telefonlarla şahsi ve hususi mahiyette konuşulmaması..) bunu açıkça belirtmiştir.
Davacı, davalının şehirler arası görüştüğü telefonların numaralarını bildirmiştir; davalı ise, bu konuşmaların büyük kısmının hizmetin gereği olduğunu savunarak itirazda bulunmuştur. O halde mahkemenin davacının iddiası doğrultusunda bir araştırma yapmadan (H.U.M.K. 75/3) hüküm kurması usul ve yasaya aykırıdır.
2 - Davacı, mahkemeye ibraz ettiği 6.6.1984 günlü belgede (yönetim kurulu üyesi olan davalının telefon borcunu taksitle ödeyeceğini kabul ettiği) bildirilmektedir. Davanın sonucuna etkili olabilecek bu belgenin aslının davacı kurumdan getirtilerek incelenmemiş olması da usul ve yasaya aykırıdır. Çünkü davacı kurum, böyle bir belgenin varlığını ileri sürmüştür; bunun kurumdan istenmesi olanağı da bulunduğuna göre ortada iddianın aşılması gibi bir durumun bulunmadığı da unutulmamalıdır; hakim, davanın her safhasında iki tarafın iddia hududu dahilinde olmak üzere gerekli olan delillerin ibrazını ve ikamesini emredebilir (H.U.M.K. m. 75/3).
Mahkemece yapılacak iş; davalının borcu kabulüne ilişkin dilekçesinin aslının ibrazını sağlayıp incelendikten ve gerekirse davaya konu telefon görüşmelerinin hizmetle ilgilisini belirleyecek deliller toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, 16.4.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.