 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 1985/3375
K: 1985/5378
T: 09.09.1985
DAVA : Dava dilekçesinde suya vaki elatmanın önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen hüküm davacılar vekili ile davalılardan Faruk vekili tarafından temyiz edimekle; dosyadaki kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere ve özellikle Tapu Fen Memuru Ali'nin dosyadaki 18.7.1983 tarihli rapor ve uygulamasına göre, dava konusu su kaynağının kesinlikle davalılardan Faruk'a ait 7.8.1971 tarihinde kesinleşen 1029 sayılı tapulama parselinin dışında kaldığının belirlenmesine, 766 sayılı Yasanın 42/3. maddesine göre haritaya dayalı ve uygulanma kabiliyetine haiz kayıt ve belgelerin kapsamının tayininde haritaya itibar edileceğine ve tapulamaya tabi tutulan yerdeki taşınmazlara ait olan tapulamada önceki tapu kayıtlarının (tapulama sırasında revizyon görmüş olsun ya da olmasın) işleme tabi ve elde bulunan birer kayıt niteliğini taşımayacağına, kaldıki dava konusu suyun davalının tapulu yerinden kaynak şeklinde çıktığı bir an için kabul edilse bile, suyun kaynadığı taşınmazın içerisinde kalamayacak kadar büyük veya suyun yer yüzüne çıkar çıkmaz bir dere haline gelmesi veya özel mülkiyete bağlı sayılmasının umum için zararlı olması hallerinde kaynak arzın mütemmim cüz'ü sayılamayacağından bu suyun davalının faydalı ihtiyaçlarından artan kısmının herkesin yararlanabileceği genel su olarak kabulünün gerektiğinden dolayı Faruk'un bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Davacıların temyizine gelince; İddia, savunma tanık ve bilirkişilerin anlatımı ile mahkemenin kabulüne göre, taraflar dava konusu sudan kadimden beri yararlanmaktadırlar. Uyuşmazlık davalılardan Perihan ve Şerife'nin bir toprak arktan geçen eski güzergahından istifade etmekte iken Mehmet adında dava harici bir kişinin suyu plastik boru içerisene alması nedeniyle kendilerinden istenilen masrafı ödemeyerek kadim hakları kadar olan miktarı suyun kaynağından ve diğer ve diğer davalı Faruk'tan satın almak suretiyle yararlanmaları üzerine doğmuştur.
Kural olarak kadim yararlanma haklarına dayanan iddialarda, öncesinin şekil, kapsam ve koşullarında herhangi bir değişiklik yapılamaz. Bir başka anlatımla kadim haktan yararlananlar, kadim hali devam ettirmekle yükümlüdürler. Zira kadim yararlanma hakları sonradan karşı taraf aleyhine sonuç doğuracak şekilde değiştirilemez.
Dosyada bulunan 28.11.1983 gün ve 26.3.1984 tarihli her iki bilirkişi raporunda davalıların yeni aldıkları suyun kaynağa etkisi olacağı açıklandığı halde, mahkemece bu husus üzerinde durulmadan ve davalılardan Perihan ve Şerife'nin kadim haklarnın suyu kaynağından almasını da kapsayıp kapsamadığına araştırmadan anılan kişilerin kapatılan arkları nedeniyle kaynaktan eski hakları oranında suyu almalarının davacıların haklarını etkilemeyeceğinden söz edilerek davanın eksik inceleme ve araştırma sonucu red edilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve 500 lira peşin harcın istek halinde temyiz edenlerden davacılara iadesine, 9.9.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.