Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 1985/2552
K: 1985/5380
T: 09.09.1985
DAVA : Dava dilekçesinde 636.783.25 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 38.913.50 liranın tahsiline dair verilen hükmün temyiz incelemesi taraflarca istenilmekle; dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakimini açıklamaları dinlenip, greği düşünüldü:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılarla karardaki gerektirici nedenlere ve özellikle taraflar arasındaki 6.1.1978 günlü Avukatlık Ücret Sözleşmesinin 2. maddesinde kazanılan davaların % 6 lirasının ücret olarak ödeneceğinin kararlaştırılmasına, bunun ise Avukatlık Kanununun 164. maddesinde geçersiz sayılan 5 dava konusu mal, alacak veya hak gibi kıymetlerden bir kısmının aynen avukata ait olacağına dair ücret sözleşmesi) kapsamında kaldığına, manevi tazminat istemlerinin BK.nun 49. maddesindeeki unsurların gerçekleşmesi halinde hükme dair kanıt bulunmadığından dolayı mahkemece azlin haksız olduğunu kabul etmesinin tek başına manevi tazminatı gerektirmeyeceğine ve de davaya konu edilen masrafların imtar ve kapsamı bakımından davalı tarafından itiraza uğramayarak kesinleşen 15.5.1983 tarihli ilk bilirkişi raporunun 10. maddesinde "kadri maruf ve haddi layıkında bulunduğuna göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazlarını reddi gerekmiştir.
2 - a) Davacı vekilleri açtıkları bir çok davanın bir kısmı red edilmiş, bir kısmı müracaata bırakılmış ve bir kısmı da sonuçlandırılmış olmakla beraber kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise davacı avukatlar tarafından açılan bir çok davanın ve görülen bir çok işin 6.1.1978 günlü vekalet sözleşmesinin kapsamında kalıp kalmadığı ve ayrıca bu davalar için davacılara talimat verilip verilmediği ve dolayısıyla davalı tarafından vaki azlin haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Yukarıda sözü edilen 6.1.1978 günlü Avukatlık Ücret Sözleşmesinin 1. maddesinde avukata verilen iş "vekil Ziya'nın müvekkillerle ilgili bulunduğu tüm ticari ve vekalet akdinden doğan işlerinin tasfiyesini ve hesaplaşmasını temin etmek"tir. Böylece vekilin göreceği iş genel bir çerçeve içerisinde belirtilmiş bulunmaktadır. Kural olarak vekilin müvekkilini menfaat ve iradesine uygun hareket etmek zorunluğu bulunmaktadır. Bu başka anlatımla vekil sadakat borcu gereği olarak, müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunacak ve ona zarar verecek davranışlardan kaçınacaktır.Bunun doğal sonucu olarak müvekkil işin görülmesi tarzı hakkında talimat vermediği vakit,vekilin nasıl hareket etmesi gerektiği onun sadakat ve özen yükümlülüklerinden çıkarılabilir. Vekil işi sadakatla, yani müvekkilinin menfaatlerini en iyi koruyacak biçimde ve özenle görmelidir. Özen, borcu ise vekilin iş görme ile hedef tutulan sonucun başarılı olması için hayat deneylerine ve işin normal akışına göre gerekli girişim ve davranışlarda bulunmasıdır. Genellikle kendisine başvurulan vekil, uzman bir kişi olup yapılması veya yapılmaması gerekenlerin ne olduğunu özen ve sadakat yükümlülükleri çerçevesinde kendisi tayin eder. Bu cümleden olarak eğer verilen vekaletle hiç ilgisi olmayan bir iş görülmüş ise, veya vekalete uygun olarak yapılması gereken iş yapılan işe göre çok önemsiz ise, yahut ard arda yetki aşması ortaya çıkmış ise, artık vekaletin ifa edilmesine ilişkin hükümler değil, vekaletsiz iş görmenin hükümleri uygulanacaktır. bu durumda ise vekil vekaletsiz işgörmedeki sınırlar içerisinde masraf ve ücretlerini isteyebilir. Mahkemece davacı avukatın gördüğü tüm işlerle (özellikle red edilen davalar bakımından) sözleşme yükletilen işler arasında bir bağıntı olup olmadığı, sözleşme kapsamı dışında da kalsa müvekkillerinin sonuçlandırılan işlerden yararsağlayıp sağlamadıkları araştırılmadan tüm görülen işler hakkında davacılara Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden vekalet parası hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
b) Talimat, müvekkilin vekalet sözleşmesinin kurulmasından sonra vekile kendisine tevdi edilen işi nasıl göreceğini belirten tek taraflı ve varması gerkli bir irade açıklamasıdır. Vekil işini gördüğü kimsenin menfaat ve iradesine uygun olarak hareket etmekle yükümlü olduğunun yanında BK.nun 389. maddesinin 1. fıkrasına göre, müvekkilin sarih olan talimatına muhalefet edemez. Bu bakmıdan bir avukatın genel daa vekaletini yükümlendiği bir kimsenin kendisini haberi olmadan ve hataya karşı koymasına rağmen işin yürütmesi yasa hükümleri ile bağdaşmaz. Kural olarak davalılar böyle bir genel dava vekaletnamesi olan davacılara aradaki sözleşmenin kapsamı dışında kalan işlerden ötürü dava açılması için özel bir talimat vermesi gerekir. Özel talimatın alındığını isbat yükü ise gnele vekil olan davacılara ait olmak gerekir. Vekil bu talimat uyarnıca davaların açlıdığını isbat zorrundadır. Davalılar savunmalarında ısrarlı sözleme kapsamı dışında kalan, örneğin ortaklığın giderilmesi ve tahliye gibi davaların açılması için umumi vekil olan davacılarar talimat vermediklerini bildirmişlerdir. Davacılar vekili 15.5.1983 tarihli ilk bilirkişi raporuna yönelttiği itirazları kapsayan 15.6.1983 günlü dilekçesi ile bu konuda uyuşmazlık çıkardığına göre talimatın o yolda verildiğini isbat etmekle yükümlüdür. Mahkemenin isbat yükümün davalıya ati olacğı görüşünde isabet bulunmamaktadır.
c) Vekkilin masarf yapması, onu vekaletin ifası için isteyerek, kendi iradesiyle, kendine ait mammeleki değerlerden fedakarlıkla, harcamada bulunmasıdır. Böyle bir masraf yapan vekilin bunu müvekkilinden isteyebilmes iiçin, bunları işgörme borcunun usulü dairesinde iası için yapmış olması lazımdır. Bunun içinde herşeyden öne işgörmenin sözleşmeye uygun olarak yapılması gerekir. Bir başka anlatımla masrafların ödenmesi isteminin doğması vekaletin objektif bakımından gereği gibi ifası şartının gerçekleşmesine bağlıdır. Zira BK.nun 394/1. maddesine göre vekilin masraflarının ödenmesini müvekkilden isteyebilmesi için, bunları iş görme borcunu "usulü dairesinde ifa için" yapmış olmalıdır. Davalı tarf israrla kayıp edilen bazı davaların ücreti vekaletininde masraf olarak istenildiğinin savunduğu halde mahkemece bu husus üzerindede durularak istenilen giderlerin sözleşmeye uygun görülen işlerin ifası için yapılıp yapılmadığı araştırılmaksızın bunların ödenmemesinin avukatın işi bırakmasında kendisini haklı kılacağının kabul edilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Mahkemce yukarıda belirtilen ilkeler dikkate alınıp davalının tüm savunmaları üzerinde tek tek durulup özellikle davacı vekillerin gördükleri işin aralarındaki sözleşme kapsamında kalıp kalmadığı, yapılan giderlerin işgörme borcunun usulü dairesinde ifası için yapılıp yapılmadığı, bazı davaların genellikle bilinen ve kabul edilen kural ve usulleri bilmediklerinden dolayı red edilip edilmediği hususlarının da araştırılıp incelenmeden ve de birbirine aykırı sonuçları ihtiva eden bilirkişi raporlarının arasındaki çelişki giderilip hükme dayanak tutulan raporun kabul edilme nedenleri gösterilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şeklide hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için, dava tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 3.000.- lira vekalet ücretinin, diğer diğer taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine ve 1600.- lira peşin alınan harcın istek halinde davalı tarafa iadesine ve 500.- lira peşin alınan harcın istek halinde davacı tarafa iadesine, 9.9.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini