 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E:1985/1825
K:1986/2699
T:17.03.1986
* VEKİLLİK ÜCRETİ
* VEKİLLİK GÖREVİNDEN ALINMA
ÖZET : Haklı olarak görevinden alındığı halde, kötüniyetli olmayan ve görevinden alınmasına neden olan davranışı vekil edene zarar vermeyen avukatın, vekillik etme görevinden alınma anına kadarki emeği ve bilgisinden vekil edenin karşılıksız olarak yararlandığı gözönünde bulundurularak bu emeğe karşılık olmak üzere hakkaniyete uygun bir vekillik ücretinin ödenmesi gerekir.
(1136 s. Av. K m. 174/2)
Davacı İbrahim ile davalı .... Turizm AŞ. aralarındaki avukatlık ücreti davasına dair, (İstanbul 1. Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 24.12.1984 günlü ve 1980/309-1984/657 sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 9.9.1985 günlü ve 2526-5367 sayılı ilama karşı davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde Olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacının, Kocaeli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1977/68 esas sayılı dosyasına vermiş Olduğu 8.5.1978 tarihli dilekçesinin, icapsız ve müvekkili davalının menfaatine zarar verebilecek sonuçların doğmasına neden olabilecek bulunması nedeniyle güven sarsıcı bir davranış olarak nitelendirilip azim haklı bir nedene dayandığının kabulünde bir isabetsizlik bulunmamakta ve bu yöne ilişkin itirazlar varit görülmemiş ise de davacının azline neden olan dilekçenin mahkemece değerlendirilmediği ve davalının aleyhine bir sonuç doğurmadığı gözönünde bulundurularak davacının azil tarihine kadar takip ettiği diğer dava ve işlerin herbirinde sebkeden emeği dikkate alınarak hakkaniyete uygun bir ücretin saptanması yasaya uygun olacaktır. Çünkü, Avukatlık Kanununun 174. maddesinin 2. fıkrasında haksız azle Not: Hukuk Genel Kurulunun 23.5.1987 gün ve .1987/3-188-657 sayılı kararı ile benimsenmiştir. dilen avukatın ücretin tamamına hak kazanacağı belirtilmiş ise de haklı olarak azledildiği halde kötü niyetli olmayan ve azle neden olan davranışı iş sahibine hiç bir zarar vermeyen avukat konusunda yasada bir hüküm bulunmamaktadır. Böyle bir durumda hiç bir zarara Uğramayan müvekkil, avukatının azil anına kadar sarfettiği mesaisinden ve bilgisinden karşılıksız olarak yararlanmış olacaktır. Ortada müvekkili zarara sokmaya matuf bir kötü niyetli davranış da bulunmadığına göre müvekkilin yararlanmış Olduğu avukatın mesaisine karşılık adil bir karşılık ödemesi gerektiği kabul edilmelidir.
Bu karşılığın ne miktarda olacağı ilgili dosyaların incelenerek her birinde sözü edilen mesai ve yapılan işlemin önemi. ile işin hangi aşamada bırakıldığı dikkate alınarak hesaplanmalıdır.
Bu itibarla, mahkeme hükmünün belirtilen nedenlerle bozulması gerektiği halde onandığı anlaşıldığından karar düzeltme isteminin kabulü ile onamaya ilişkin daire kararın kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA) ve 500 lira temyiz harcının düzeltme isteyene iadesine, 17.3.1986 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Avukatlık Kanununun 34. maddesine göre, avukatlar yüklendikleri görevleri özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene yakışır bir şekilde hareket etmekle yükümlüdürler.
Aynı Kanunun 174. maddesinin 2. fıkrasına göre, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise avukatlık ücreti ödenmesi gerekmez.
Davacı avukatın yüklendiği görevlerde özen göstermediği ve kusurlu davranışlarıyla davalının güvenini sarstığı ve bu yüzden davalı tarafından haklı olarak azledildiği bilirkişinin inandırıcı kabul olunan raporu ile saptanmıştır. Esasen azlin haklı nedenlere dayandığı hususu da çoğunluk görüşünde kabul edilmiştir. Azil haklı olunca da avukatlık ücretinin ödenmeyeceği Avukatlık Kanununun 174. maddesinin 2. fıkrasında açıkça belirtilmiştir. Bu doğrultuda verilen yerel mahkemenin kararı doğrudur, hükmün onanması ve karar düzeltme talebinin reddine karar verilmesi gerektiği görüşünde olduğumuzdan çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Üye Edip DOĞRUSÖZ
Üye Yusuf YILBAŞ