 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1985/4483
K: 1985/6252
T: 02.07.1985
DAVA : Hamide ile M. Fethi arasındaki evlatlığın ref'i davasının yapılan muhakemesi sonunda davanın reddine dair verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki davacı tarafından istenilmekle; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Medeni Kanunun 258. maddesinin 2. cümlesinde, mirastan mahrum bırakıcak bir hal meydana geldiğinde, evlat edinenin isteği üzerine hakimin, evlatlık ilişkisinin kaldırılmasına karar vereceği öngörülmüştür. Her ne kadar kanun metninde, mirastan mahrumiyetten söz edilmiş ise de gerçekte kanun koyucunun amacı, mirastan ıskat sebeplerinin gerçekleşmiş olmasıdır. Esasen kaynak İsviçre metninde mirastan ıskat deyimi mevcuttur. çünkü, mirastan mahrumiyetle ilgili sebeplerin varlığı halinde mirasçı, miras hakkından otomatikman (kendiliğinden) mirastan mahrum olur (MK. 521). Ancak, miras bırakan varlığında eylemli bulunan kişiyi bağışlayabilir, af edebilir. Af hali söz konusu değilse, mahrumiyet hali ölümle birlikte ve hiç bir işleme hacet kalmaksızın hukuki sonuçlarını doğurur. Oysa mirastan İskat'da durum bunun aksinedir. Şöyleki miras bırakan ölüme bağlı bir tasarrufla mirasçıyı mirasından iskat sebebi ne olursa olsun, mirascı miras hakkından yoksun bırakılamaz. Hatta ıskat sebeplerinin var olduğu yolunda bir dava da açılamaz (Yargıtay 2. HD). nin 15.3.1977 günlü ve 2131-2230 sayılı kararı ile öteki karalar). İşte iki müessesenin birbirinden ayrı bulunan bu nitelikleri karşısında, evlat edinenin açacağı evlatlığın ref'i davasında mirastan ıskat (MK. 457) sebeplerinin mevcut olduğunun ispat edilmesi zorunludur.
Yukarıda değinildiği gibi bu madde tercüme edilirken kaynak İsviçre kanunundaki mirastan ıskat deyimi, yanlışlıkla mirastan mahrumiyet şeklinde tercüme edilmiştir (Prof. İsmet Sungurbey - Prof Aytekin Ataay, Açıklamalı Medeni Kanunu Sh. 81). Ne varki 20.9.1950 günlü 4/10 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre tereddüt halinde kaynak kanunun uygulanması gerekir.
Şu halde Medeni Kanunun 258. maddesinde yer alan ref'i sebebi mirastan ıskatı gerektiren olaylara matuftur. Bu itibarla anılan yönü ihmal eden mahkemenin, red gerekçesi yanlıştır. Ancak, toplanan deliller, mirastan ıskatı (MK. 457) gerektiren olayların varlığını kabule hiçbir bakımdan yeterli ve elverişli değildir, onun için davanın reddi, az önce açıklanan gerekçelerle ve sonucu itibariyle doğru olduğundan, hükmün (ONANMASINA), onama harcının temyiz edene yükletilmesine ve duruşma için takdir olunan onbirbin lira vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, 2.7.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.