 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1985/9619
K: 1985/9370
T: 16.09.1985
DAVA : Taraflar arasında görülen davada; davacı vekili, müvekkilinin 643 parsel sayılı taşınmazın 400 m2.lik kısmını sözlü anlaşma gereğince bu taşınmazda 1/2 yarı pay sahibi olan davalıdan satın adığını, hal böyle iken müvekkilinin hulüs ve saffetinden yararlanan davalının onu hataya düşürüp, tapuda 400 m2.ye yer tekabü eden pay yerine 200 m2. ye tekabül eden payın temlikini yaptığını ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı, davacıya 400 m2. yer satmayıp, 400 hisse sattığını söylemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Kararın temyizen incelenmesi süresinde dvacı vekili tarafından istenilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı, 643 pasle sayılı taşınmazın 400 m2.lik kısmını sözlü anlaşma ile davalıdan satın aldığını, hal böyle iken resmi akit sırasında davalı tarafından hata ve hileye maruz bırakılıp 400 m2. ye tekabü eden 800 pay yerine 200 m2.ye tekabül eden 400 payın kendisine satıldığını ileri sürerek davalıya ait diğer 400 payınh iptaliyle adına tescil edilmesni, böylece payının 800'e yükseltilmesini istemiş ve ididasını tanıklarla kanıtlayacağını bildirmiştir. Davalı tapu dairesinde 400 pay sattığını davacıyı hataya düşürmediğini savunmuştur.
Mahkemece Tapuda yapılan akitte taraf olan bir kimsenin bu aktin hilafını şahit beyanlarıyla isbat etmesi mümkün değildir. Sözlü anlaşma dahi tanıkla kanıtlanamaz" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davada "hata - hile" hukuksal nedenine dayanıldığına göre, bu iddia her türlü delille isbat edilebilir. Mahkemenin aksi yoldaki görüşüne isabet yoktur. Her ne kadar tapu dairesinde yapılan aktin satış olduğu konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık yoksa da, sağlıklı, güvenilir çözüme ulaşılabilmesi için akit tablosunun ve dayanağı olan tüm belgelerin getirtilmesi, özellikle davalının tapu idaresine verdiği "satış istem belgesi" üzerinde durulması, davacıya kaç hisse satışına ait işlem yapılması istendiğinin belirlenmesi, akit tablosunun, dayandığı belgelere uyum içerisinde bulunması gerektiğinini gözönünde bulundurulması ve davacının gösterdiği tanıklar dahil tüm delillerinin dinlenilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması zorunludur. Hata, hile iddasının isbatında delil sınrılaması bulunmadığı gözetilmeden, noksan soruşturmaya dayanılarak davanın reddedilmesi ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın ortada bırakılması doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,peşin harcın iadesine, 16.9.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.