 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1985/6776
K: 1985/6721
T: 27.05.1985
DAVA : Taraflar arasında görülen davada; davacılar vekili, müvekillerinin irsen paydaşı bulundukları 498 ada 32 parselde inşa edilen ana yapının davaya konu dükkan niteliğindeki bölümünün davalı bankaya kiralanmasında pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanmadığını, bu nedenle davalının fuzuli şagil durumunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesini istemiştir. Davalı vekili ve müdahil, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın temyizen incelenmesi süresinde davalı banka vekili ile müdahil tarafından istenilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacılar, müşterek mülkiyet üzere miras bırakanları Nuri ile müdahilin miras bırakanı Süleyman adına tapuda kayıtlı bulunan 498 ada 32 parsel sayılı taşınmaz üzerinde inşa edilen apartmandaki dava konusu dükkana davalı bankanın elatmasının önlenmesini istemiştir. Davalı banka, dava konusu dükkanı müdahil Osman'dan kiraladığını savunmuş, müdahil ise çekişmeli taşınmazdaki inşaatın büyük kısmını kendisi tamamladığından, davacı tarafla aralarında düzenlenen protokol uyarınca davacılara iki daire bıraktığını ve dava konusu dükkanın da dahil olduğu diğer bağımsız bölümlerin kendisine düştüğünü ileri sürmüştür. Dava konusu taşınmaz üzerinde henüz kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulmamış bulunmaktadır. Müşterek mülkiyet üzere olan taşınmazlarda pay ve paydaş çoğunluğuna dayanmayan kira sözleşmeleri bu sözleşmelere katılmayan paydaşları kural olarak bağlamaz. Ancak, MK.'nun 624. maddesi uyarınca müşterek mülkün kullanma biçimine ilişkin olarak paydaşlar arasında yapılan sözleşmeler geçerlidir. Davalı banka, yukarıda özetlenen savunmasında çekişmeli dükkanın paydaşlar arasındaki sözleşmeye göre kendisine kiraya veren müdahile düştüğünü bildirmiş, müdahil dahi bu savunmayı doğrulayarak bu konuda deliller öne sürmüştür. Savunma kanıtlandığı takdirde davacılar haklı ve geçerli bir nedene dayanmadan kullanma anlaşmasını bozamayacaklarından davanın reddi gerekeceği açıktır. Hal böle olnca, davalı ve müdahil tarafından dayanılan protokol ve bu konuda taraflarca gösterilecek diğer deliller incelenerek dava konusu dükkanın paydaşlar arasındaki anlaşmaya göre müdahile düşüp düşmediğinin ve davacıların bu anlaşma hükümlerinden dönmeleri için geçerli bir neden bulunup bulunmadığının incelenmesi ve hasıl olacak kanaat çerçevesinde hüküm kurulması gerekirken bu yönler dikkate alınmayarak kira sözleşmesinin pay ve paydaş çoğunluğunu kapsamadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Davalı ve müdahilin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın iadesine, 27.5.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.