 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1985/5019
K: 1985/6815
T: 28.05.1985
DAVA : Taraflar arasında görülen davada; davacı, henüz küçük bir çocuk iken annesi Fatma'nın başka kocadan olan oğlu Halil'e vekaletname verdiğini, vekilin bu vekaletnameye dayanarak muris babası Bekir'den kalan 87, 88, 98, 97, 102, 103, 110, 122, 125, 1155, 156, 177, 178, 183, 337 ve 340 parselden sonradan davalılar tarafından ifraz suretiyle tesis olunan 1885, 1887, 1888, 1889, 1891, 1892, 1893, 1894, 1895, 1896, 1900, 1901, 1909, 1899, 1897, 1898 1902, 1903, 1904, 1905, 1906, 1907, 1908, 1909, 1886, 340, 337, 98, 103, 110, 122, 155, 177 parsellerdeki payını davalılara sattığından kayıtların iptalini, payının adına tescilini istemiştir.
Davalılar, dava konusu taşınmazların ortak miras bırakan Bekir'den kaldığını, davacının payının usul ve yasaya uygun olarak satıldığını, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Satış usul ve yasaya uygun bulunduğu gibi, MK.nun 638. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresi de geçtiğinden davanın reddine ilişkin kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle; dosya incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 16 ayrı parsel iken, ifrazen 34 parsel dönüşen dava konusu taşınmazlardaki davacıya ait pay, henüz 12 yaşında iken 17.12.1958 tarihinde annesinin velayeten tevkil eylediği vekil tarafından davalı ana bir, baba ayrı kardeşlerine satış yoluyla temlik edilmiştir. MK.nun 271. maddesi gereğince veli, velayeti altındaki küçük adına ve kendisinin doğrudan veya dolaylı biçimde zararına olacak tasarrufları gerçekleştiremez. Her ne kadar hükümde söz konusu edilen Kilis Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1958/128-202 sayılı satışa izin verilmesine ilişkin kararı getirtilip incelenmemiş isede adına velayeten hareket edilen davacı 1946 doğumlu olup, 1964 yılında rüşt yaşına ulaşmış, bu tarihte kendi adına hak talep edebilecek duruma gelmiştir. Temyize konu dava ise, bu tarihten 16 yıl sonra 1.8.1980 tarihinde açılmıştır. Temlike bu kadar uzun süre ses çıkartmamış olan davacının BK. nun 415. maddesi gereğince işleme icazet verdiğinin kabulü zorunludur. Hal böyle olunca, vekalet hükümlerinin cari olduğu tasarrufun vekaletin geçersizliğinden bahisle iptalini istemeye olanak yoktur. Davanın reddine karar verilmesi açıklanan bu gereklerle sonucu itibariyle doğrudur. Davacının temyiz itirazları yerinde değildir, reddiyle hükmün (ONANMASINA), gelen temyiz edilen vekili için 11000 lira duruşma vekalet ücretinin temyiz edenden alınmasına, 28.5.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.