 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1985/4315
K: 1985/6463
T: 21.05.1985
DAVA : Taraflar arasında görülen davada; davacı, davalılar tarafından aleyhine açılan iptal ve tescil davasının 25.12.1980 tarih 146/381 sayılı ilamda tereke tesbit dosyasında hakim huzurundaki sözlerin murise ait mallar yönünden anlaşma mahiyetinde olduğu davayı kabul anlamında sayılamayacağı nedeniyle reddedildiği halde, terekeye dahil diğer taşınmazlar için yine davalılar tarafından aleyhine açılan iptal ve tescil davası 22.6.1983 tarih 48/225 sayılı ilamda tereke tesbit dosyasındaki sözler kabul olarak nitelendirilerek iptal ve tescile karar verildiğini, her iki ilamın da kesinleştiğini bu suretle HUMK.nun 445/10. maddesi gereğince mugayir iki ilam bulunduğundan iade-i muhakemenin kabulü ile 22.6.1983 tarih 48/225 sayılı ilamın kaldırılarak açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, yerinde olmayan davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
25.12.1980 tarih 146/381 sayılı ilamın konusunun hibe, 22.6.1983 tarih, 48/225 sayılı ilamın konusunun ise ölünceye kadar bakma sözleşmesi bulunduğu, bu suretle iki ilam farklı nedenlere dayandığı gibi gerekçeler arasında da ayniyet bulunmadığından davanın reddine ilişkin kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; dosya incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Yanlar arasında görülen davalardan 1976/146 esas nolu ilki miras bırakanın koşulsuz bağış, 1976/143 esas nolu ikincisi ise, ölünceye kadar bakıp gözetmek koşulu ile temlik ettiği toplam 15 parça taşınmaz hakkında mirastan mal kaçırma amacına yönelik muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Önceki davada "redde", sonraki dava "kabule" ilişkin olan kararlar Yargıtay'dan da geçmek suretiyle kesinleşmiştir.
BK.nun 18. maddesinden kaynaklanan ve uygulamada muris muvazaası olarak adlandırılan bu tür davalar, miras bırakanın mirastan mal kaçırmak amacı ile gerçekte bağışladığı ancak görünürde satış veya koşullu bağış yolu ile temlik ettiği taşınmaz mallar için söz konusudur. Değişik deyiş ile, murisin amacı ile açıkladığı iradesinin çeliştiği hallerde gündeme gelen bir dava türüdür.
Nevar ki önceki davada temlik tapu sicilinde de bağış olarak gerçekleştirildiğine göre yukarda açıklanan biçimde bir çelişki söz konusu olmadığından bu durumda muvazaaya dayalı dava dinlenemez. Bu nedenle red ile sonuçlanan önceki davadaki muvazaanın gerçekleşip, gerçekleşmediğine ilişkin mahkemenin kabulüne değer verilemez.
Hal böyle olunca, murisin aynı mirasçısına yaptığı temliki tasarruf yönünden çatışan iki hükmün varlığından söz edilemeyeceği cihetle yargılamanın iadesi isteğinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
Davacının temyiz itirazı yerinde değildir, reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, gelen temyiz edilen vekili için 11.000 lira duruşma vekalet ücretinin temyiz edenden alınmasına, 21.5.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.