 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E:1985/4206
K:1986/447
T:05.02.1986
* KARARDA KULLANILAN DİL
Tinsel ödence, nesnel ödence, götürü vekillik, göreceli vekillik gibi kanunlarda ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde bulunmayan kelimeleri kullanarak, hükmün şahsi haklarla ilgili bölümününün karıştırılması [teşviş edilmesi],
Sanıkların beraatleri yerine aklanmaları şeklinde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Halili kasten öldürmekten sanık Ahmet'in yapılan yargılanması sonunda, hükümlülüğüne ve diğer sanıklar Habib, Halil ve Türkan'ın üzerlerine atılı müsnet suçlardan beraatlerine ilişkin, (Burdur Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen, 7.10.1985 gün ve 94/128 sayılı hükmün kendisine ait mahkumiyet ciheti sanık Ahmet ile müdahil ibrahim taraflarından Yargıtay'ca incelenmesi istenilmiş, sanık duruşma da talep etmiş olduğundan dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; sanık hakkında duruşmalı, müdahil Beraat bir dava sonucunda temiz ve ilişkisiz çıkma, aklık, arlık, aklanma. un temyizi hakkında da duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi
1 - Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Ahmet'in suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, diğer sanıklar Habib, Türkan ve Halilin hükümlülüklerine yeter nitelik ve derecede kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir edilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sebepleri hariç bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık Ahmet ile duruşmalı incelemede vekilinin olayda meşru müdafaa durumu mevcut olduğuna ilişen müdahil vekilinin TOK.nun 51/2 ve 59. maddelerinin tatbik edilmesinin isabetsiz bulunduğuna, diğer sanıklar Habib, Türkan ve Halilin de mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiğine ve bozma sebepleri dışına yönelen sair temyiz itirazlarının reddine. Ancak:
2 - A) Tinsel ödence, nesnel ödence, götürü vekillik, göreceli vekillik gibi kanunlarda ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifelerinde mevcut olmayan kelimeler kullanılması suretiyle hükmün şahsi haklarla ilgili bölümünün teşviş edilmesi,
B) Sanık Ahmet hakkında TOK.nun 31 ve 33. maddelerinin tatbik edilmemesi,
C) "Duruşmanın bitmesi ve hüküm" başlığını taşıyan CMUK.nun 3.3.1973 gün ve 1696 sayılı Kanunla değişen 253. maddesine göre; sanığın beraatine veya mahkumiyetine, davanın reddine veya düşmesine ve muhakemenin durmasına dair kararlar hükümdür. Gerek bu maddede ve gerekse (beraat halinde hükmün esbabı mucibe si)'nden bahseden aynı Kanunun 260. maddesinin son fıkrasında (Aklanma) şeklinde bir (hüküm) den söz edilmediği ve ayrıca Yargıtay'ca Ceza Genel Kurulu'nun Yargıtay Kararları, Dergisi'nde de yayınlanmış olan 17.9.1979 gün, Esas 1979/1 - 283, Karar 1979/331 sayılı kararında (Aklanma) biçiminde hüküm verilmesinin CMUK.nun 253. maddesine aykırı bulunduğunun içtihat edildiği ve yerleşmiş görüşlerinde bu yolda olduğu gözetilmeyerek sanıklar Habib, Türkan ve Halilin (beraatları) yerine yazılı şekilde (Aklanmaları) şeklinde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı sanığın ve duruşmalı incelemede müdafilinin ve müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün açıklanan sebeplerden dolayı tebliğnamedeki düşünce hilafına (BOZULMASINA), 5.2.1986 gününde oybirliği ile karar verildi.