 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1985/2692
K: 1985/3273
T: 25.09.1985
DAVA : Öldürmek kastı olmaksızın Mehmet'in ölümüne sebebiyet vermekten sanık Enver'in yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne ve şoför ehliyatnamesinin 1 yıl süreyle geri alınmasına ilişkin Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 6.5.1985 gün ve 201/106 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş, şartı yerine getirilmiş olduğundan dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi :
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak :
1 - Maktul Mehmet'in cesedi üzerinde otopsi işlemi, ilmi kariyeri tartışılamayan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Kürsüsü Profesörlerinden (İ.T.) ve aynı kürsü uzmanı hekimi (C.Z.) tarafından yapılmıştır. Adı geçen uzmanlar, parikart içerisinde mayi birikmesi sonucu meydana gelen temponattan ölümün meydana geldiğini belirlemiş ve tesbit edilen bu bulguların travmayla herhangi bir illiyet rabıtası olmadığını ileri sürmelerine karşın, Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunun 30.3.1984 gün ve 6658/446 sayılı mütalaasında ise "şahsın maruz kaldığı travma neticesi gelişen stress sonucu kardiyojenik şok nedeniyle ölmüş olduğu dolayısıyle travma ile ölüm arasında illiyet rabıtası bulunduğunu belirtmiştir.
İlmi yetenekleri tartışılamayan Prof. Dr. (İ.T.) ve Uzman Hekim (C.Z.)'nin düşünceleri karşısında tereddüt edilmiş ve Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunun mütalaası ile bu düşünce arasındaki aykırılığın sanığın hukuki durumunu çok yakından ilgilendirmesi bakımından giderilmesinde zorunluluk olduğu kanaatına varılmıştır.
Adli Tıp kurumu, Adalet işlerinde bilirkişilik yapmak üzere kurulmuş resmi bir kurumdur. (2659 s. Kanun m. 1)
Mahkemeler ile hakimler ve savcılıklar tarafından gönderilen Adli Tıp ile ilgili konularda bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmekle yükümlüdür (2659 s. Kanun m.2) Her türlü delille karşı karşıya olan hakime muhtevanın tayininde yardımcı olmak ve onu inandırmak tatmin etmek durumundadır.
Resmi bilirkişiler çekinmeye yasaklık gibi sebepler yoksa bilirkişiliği kabul zorundadırlar.
Hakim verilen raporu yeterli ve inandırıcı görmediği takdirde aynı bilirkişi tayin edeceği diğer bir bilirkişi tarafından yeni bir rapor düzenlemesini emredebilir. (CYUY. 76/1)
Hakim hangi husus hakkında görüş istemiş ise onun açıklaması dışında kanaat verici nitelikte olmadığı yolunda ayrıntılı gerekçe göstermek zorunla değildir. Yargı bağımsızlığı ile ilgili olarak Anayasasının 138. maddesinin hükümleri de nazara alındığında Mahkemeler, Hakimlikler ve Savcılıkların Genel Kurula gitme isteğini hiçbir kurum engelleyemez ve Adli Tıp Kurumunun İçtihat adı altında kararın hiçbir dayanağı ve bağlayacılığı olamaz.
Buna rağmen mahkemenin ara kararından dönerek travma ile ölüm arasındaki illiyet bağına yeterli açıklık getirilmeden eksik soruşturma ile hüküm kurulması,
2 - 18.6.1985 tarihinde yürürlüğe giren 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 119/2 ve 41/e maddeleri ile ehliyetnamenin geri alınması hakkındaki zorunluluğu ortadan kaldırmış, sanık lehine yeni bir düzenleme getirmiş olmakla, yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazı ve tebliğname içeriği bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, depo parasının geri verilmesine 25.9.1985 günü oybirliğiyle karar verildi.