 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1985/4314
K: 1986/3244
T: 13.10.1986
DAVA : Taraflar arasındaki davanın, (Manisa 1. Asliye Hukuk Hakimliği)nce görülerek davanın reddine dair verilen 18.9.1985 tarih ve 109-378 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı bedeli dava edilen dairenin adına tescili için Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde ikame ettiği dava 17.11.1982 Tarih ve 1981/571 esas, 1982/414 karar sayılı ilamıyla davacı yararına sonuçlanmış ve zemin kat 1 nolu bağımsız bölümün davacı adına tesciline karar verilmiş ve işbu karar kesinleşmiştir. Ne var ki mahkemece durumun İİK.nun 28. maddesi hükmüne uygun olarak tapu dairesine bildirilmemesinden yararlanan davalı, anılan daireyi Hediye'ye 5.5.1983 tarih ve 2929 yevmiye numarasıyle satarak tapuda ferağını verdiği anlaşılmaktadır. Bu satış işlemi resmi memur önünde yapılmış ve resmi senede bağlanmıştır. HUMK.nun 288 ve müteakip maddeleri gereğince bu senedin aksi yazılı bir belge ile ispat edilmesi gerekir. Davalı bu konuda geçerli ve tutarlı bir belge ibraz etmiş değildir.
Diğer yandan taraflar arasında yapılan ve inşaat tamamlanmakla ifa edilmiş olan 13.1.1976 tarihli sözleşmenin 3 ve 4. maddelerinde bedeli istenen dairenin davacı yükleniciye ait olduğu belirtilmiş, ayrıca sözleşmeye göre davacı yükleniciye isabet eden bağımsız bölümlerin arsa payları ile birlikte dilediğine, dillediği bedel ve şartlarla satmaya, satış bedellerini almaya ve alıcıları lehine ferağ ve takririni vermeye yetkili olmak üzere davacıya 2.1.1976 tarih ve 0089 yevmiye numaralı vekaletname vermiştir. Görülüyor ki davacı sözü geçen daireyi bizzat satmaya yetkili olup davalının aracılığını istemesine gerek yoktur. Öyle ise resmi senette belirtildiği üzere satışın davalı tarafından yapıldığı ve bedeli'nin davalı tarafça alındığının kabulü zorunludur.
Mahkemenin bu yönü gözden kaçırarak ve tarafların muvafakatı olmaksızın dinlenen tanık beyanlarına dayanarak yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar vermesi doğru değildir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 13.10.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.