 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1985/405
K: 1985/1636
T: 23.09.1985
DAVA : Taraflar arasındaki davanın, (Ankara 2. Asliye Hukuk Hakimliği)'nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 28.11.1984 tarih ve 246-492 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Yüklenici davacı 10 Mayıs 1983 kayıt tarihli dava dilekçesi ile; akte muhalif olarak yer teslimi yapmayan ve haksız kesilen ceza 4.172.400 liranın davalı kurumdan tahsili ile mukaveleyi fesih hakkının saklı tutulmasını talep eylemiş,
Davalı kurum vekili esas cevap layihasında öncelikle iş bölümü itirazında bulunarak mukavele ve eki şartnamelere göre belli süreler içinde ve yeterli miktarda makina parkı ve ekipmanı hazır bulundurmamakla cezaya giren yükleniciye makine cezası ile termin cezası uygulanmasında mukaveleye aykırılık olmadığını savunmuştur.
Yerel mahkeme, yargılamada bilirkişi kurulundan da rapor almak suretiyle işlemin kabulü doğrultusunda karar tesis etmiştir.
Davalı kurum vekilinin temyizi üzerine, iddia ve savunmanın dayanağı deliller ve belge incelenerek değerlendirilmiştir.
Yüklenici, 16.8.1982 tarihli dekapaj sözleşmesi ile Soma Bölgesi, Kısrakdere, Doğu Panosu dekapaj işini yüklenmiştir.
üretim ve dekapaj işlemleri için gerekli yolların yapımı, bakımı, dekapaj malzemesinin taşınıp dökülmesi, tesviyesi ve diğer gerekli önlemler yüklenimi kapsamakta ve üçüncü maddesinde amaç : (Müteahhit işi verilen zaman içerisinde idari şartname, teknik şartnameve mukavelede belirtilen şartlara ve tedbirlere bağlı olarak ve bütün masrafları kendisine ait olmak üzere yürütecek, adı geçen işlerin zamanında bitirilmesini sağlayacaktır) biçimde saptanmıştır.
Davacının hukuken himayesini talep eylediği husus, makina parkı ve termin cezalarının haksız kesildiği işlemini kapsamaktadır.
Öncelikle, yüklenicinin eserin zamanında, amaca uygun olarak teslimi için mal varlığı, araç ve gereç yönünden gereken dikkat ve ihtimam ile basireti (özeni) göstermesi icap ettiği kuralını vurgulamak gerekir. Sözleşmenin 3/a maddesinde sayılan idari ve teknik şartnameler sözleşmenin eki olarak hükümlerine uyulması kayıt ve şartlarla (HUMK.m.287) delil sözleşmesi olarak her iki tarafı bağlayıcı niteliktedir.
Akdi ilişkide, yer teslimindeki gecikme ancak süre uzatımı isteğine müncer olur ise de, yazışmalardan sonra kesin yer tesliminin davalı kurumca 8.11.1982 tarihinde yapıldığı anlaşılmakta ve mufassal tutanağın 8.11.1982'de müteahhit firma yetkilisinin de imzaladığı görülmektedir. Daha sonra yüklenici davacının yetkilisinin de hazır bulunduğu 17.11.1982 tarihinde yapılan saptamaya nazaran anılan tarihe kadar sahada herhangi bir faaliyette bulunulmadığı, yalnız 17.11.1982 günlü bir adet D 9 dozer ile malzeme hazırlığına başlandığı, bunun dışında yükleme, nakliye, delici ekibini henüz getirmiş durumda olmadığı bir vakıa olarak oluşmaktadır.
Bu arada yüklenici 2.12.1982 tarihli yazı ile, (8.11.1982 tarihinde kesin yer teslimi almıştık. Bugüne kadar muhtelif sebeblerden dolayı işe başlayamadık) dedikten sonra (kontrol mühendisi ile aramızda düzenlediğimiz tutanaktan görüleceği üzere makina parkının % 80'nin tamamlayamadık. Sahada bulunan makina parkının durumu ekli tutanakta görülmektedir.
Makina parkı cezası uygulanmak kaydiyle işe başlamak istiyoruz. Gereğini emir ve müsaadelerinize arz ederim) iradesini açıkladıktan sonra bilahare de % 80 makina parkını tamamladığı müşahade edilip 11.12.1982 tarihli işe başlama tutanağının düzenlendiği olayların akışını kanıtlayan geçerli belgeler olarak ortaya çıkmaktadır.
Bu durumu ile, yer tesliminden itibaren işe başlamadaki gecikme ve makina parkını tamamlayamamadan dolayı gecikme nedenlerine dayanılarak kesilen cezalar sözleşmenin yer teslimini düzenleleyen 16. maddesi ile 17. maddesine ve özellikle Özel Teknik Şartnamenin 4/6.. maddesinin uygulanması niteliğini taşımakta, akte ve şartlara muhalefet sebebiyle sözleşme ve ekleri hükümlerine uygun olarak tahakkuk ettirilmiş olmaktadır.
Bu itibarla, noksan bilirkişi kurulu raporuna dayanılarak davacı isteminin kabulü doğrultusunda mahkemece kurulan hüküm usul ve kanuna aykırı olmakla davalı kurum yararına bozulmalıdır.
Açıklanan nedenlerle mahkeme hükmü esastan bozulmuştur. Çekişme, tarafların sıfatına ve işin niteliğine göre Türk Ticaret Kanunun 5. maddesi uyarınca ticari dava olup, Ticaret Mahkemesinin iş sahası içine girmektedir.
İş bölümüne ilişkin itiraz kabul edilerek davanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi ve bu konuda gönderme kararı verilmesi gerekirken bunda yanılgıya düşülmesi de doğru değildir.
Böylece tesis olunan mahkeme hükmünün bozulması hakkında aşağıdaki sonuç saptanmıştır.
SONUÇ : Yukarıda gösterilen nedenlerle temyiz eden davalı kurum yararına yerel mahkeme kararının (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 23.9.1985 gününde oybirliği ile karar verildi.