 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1985/1423
K: 1985/3211
T: 17.10.1985
DAVA : Taraflar arasındaki davanın (Fethiye Asliye Hukuk Hakimliği)nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 24.12.1984 tarih ve 202-1234 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinini süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalının kardeşi Bilge'den alacaklı bulunduğunu, borcunu ödememek için, taşınmaz payını davalı kardeşine muvazaalı şekilde ve düşük bir bedelle devrettiğini, borçlu hakkında yapılan icra kovuşturmalarının sonuçsuz kaldığını belirterek, söz konusu tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı Hatice, iddiaların doğru bulunmadığını, satışın muvazaaya dayanmadığını, davacının alacağının da ödendiğini ileri sürmüştür.
Mahkemece, iddia, savunma ve ilgili belgelere göre, İcra İflas Yasasının 277. maddesindeki koşulların gerçekleşmediği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İcra İflas Yasasının 282. maddesi gereğince iptal davası borçlu ile, iptale tabi tasarruf lehine olan 3. kişiye karşı birlikte açılır. Burada, borçlu ile lehine tasarruf yapılan ikişi, zorunlu dava arkadaşı durumundadır. Olayımızda ise, sadece lehine tasarruf yapılan kişi dava edilmiş, borçlu davaya katılmamıştır.
Öte yandan, aynı Yasanın 105. maddesine göre, haczi kabil başkaca mal bulunmadığına ilişkin haciz zaptı, kesin aciz belgesi hükmündedir. 16.1.1981 günlü ihtiyati haciz zaptının incelenmesinden, (başkaca haczi caiz mal bulunmadığı) anlaşılmıştır. O halde, aciz belgesi yönünden davanın koşulu gerçekleşmiştir.
Ayrıca, yargılama sırasında, borçlunun, iflası hakkında karar alındığı da açıklanmıştır. Mahkemece bu yolda bir araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur. Bu açıklamalar karşısında, mahkemece yapılacak iş, aciz belgesi yönünden dava koşulunun varlığının kabulü ile borçlu Bilge'yi davaya dahil etmesi için davacıya süre vermek, ancak, hakkında kesinleşmiş iflas kararı varsa ve iflas masası teşekkül ettirilmişse, davayı iflas masasına ihbar edilmesini sağlamak ve İcra İflas Yasasının 194. maddesi de gözönünde tutulmak suretiyle sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Bu yönler gözden kaçırılarak, eksik inceleme ile davanın reddi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, diğer temyiz isteklerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 17.10.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.