Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1985/7787
K: 1986/3066
T: 06.05.1986
DAVA : Davacı Ahmet Remzi vekili tarafından, davalı Özer aleyhine 26.2.1982 gününde verilen dilekçe ile ferağa icbar suretiyle tescil ve tazminat, davalı vekili de karşılık dava dilekçesi ile satış vaadi sözleşmesinin iptalini istemeleri üzerine bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; ferağa icbar suretiyle tescil davasının kabulüne, davacının tazminat ve davalının senet iptali isteklerinin reddine dair verilen 12.7.1985 günlü hükmün Yargıtay'ca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ve karşılık davacı Özer vekili tarafından istenilmekle; dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, 6.5.1981 gün 11046 sayılı satış vaadi sözleşmesine dayanarak, ferağ takrir günü belli edilmesine ve ihtara rağmen davalı edimini yerine getirmediğinden bahisle çekişmeli taşınmazın müvekkili adına tescilini ve ayrıca aylık 50.000 lira haksız işgal tazminatının tahsilini istemiştir. Davalı vekili ise davaya dayanak yapılan satış vaadi sözleşmesinin aslında ödünç verilen paranın teminatını teşkil ettiğini, borcun ödendiğini bildirerek tescil davasının reddine karar verilmesini savunmuş ve karşılık dava ile gabin nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin iptalini talep etmiştir.
Mahkemece, ferağa icbar suretiyle tescil davasının kabulüne, haksız işgal tazminatı ve senet iptali davalılarının reddine karar verilmiştir.
Uyulan bozma ilamı uyarınca getirilen icra dosyalarından Özer'in, Ahmet Remzi lehine toplanan 3.567.000 lira tutarında bono ve çekler keşide ettiği, bono ve çeklerin satış vaadi sözleşmesinden 2,5 ay sonra keşide edilmelerine rağmen, gerek bedelleri tutarı satış vaadi sözleşmesindeki satış bedeline ve vade tarihleri ferağ takriri gününe yakındır. Çek ve bonoların satış vaadi sözleşmesinden sonra düzenlenmeleri sonuca etkili değildir. Zira, taraflar devamlı alacak ve borç ilişkisi içerisindedirler. Her zaman için bono ve çekleri yenileme olanağına sahiptirler. Nitekim, taraf tanıkları, davalı Özer'in dershane işletmeciliği yaptığını, işletme giderlerini karşılamak bakımından zaman zaman sıkıntıya düştüğünü, hemşerisi ve yakın arkadaşı davacı Ahmet Remzi'den borç para almak suretiyle sıkıntısını giderdiğini haber vermişlerdir. Davacı vekili tarafından ibraz edilen 30.11.1981 günlü belgede de, Özer, aleyhine yapılan icra takibine konu olan bonoları işlerinin bozulduğunda Ahmet Remzi'ye verdiğini, borcun bir kısmını ödediğini ve arta kalanı da bir ay içerisinde tediye edeceğini bildirmektedir.
Diğer bir husus da, Özer'in dershane olarak kullandığı, diğer bir deyimle ticarethane de olarak yararlandığı taşınmazını, satış vaadinde bulunması, kendisinin ticari yönden sıkıntı içerisinde olduğunu gösterir. Olağan üstü koşullar hariç karşılığını sağlamadan hiçbir tacir, ticaret yaptığı dükkanı veya işyerini satmak istemez. Aksini kabul etmek, ticari hayatın olağan akışına ve koşullarına ters düşer.
Ayrıca, 41 adet sabit ve muhtelif büyüklükte büfe, 5 adet dükkan ve 10.000 m2 dolayındaki depolardaki ortaklık payı nazara alınmadığı halde; dava konusu dairenin, satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği gün değerinin 6,5 milyon lira olduğu bilirkişi raporu ile saptanmıştır. Satış vaadi sözleşmesinde belirtilen satış bedeli 3,5 milyon lira ile taşınmazın gerçek değeri arasında açık bir nisbetsizlik vardır.
Bu itibarla, satış vaadi sözleşmesinde belirtilen satış bedeli ile taşınmazın gerçek değeri arasında açık bir nisbetsizlik olduğu, Ahmet Remzi'nin Özer'in müzayaka halinden yararlanarak onun ticarethanesini kendisine ucuz bir bedelle satış vaadinde bulunmasını sağladığı dosya kapsamı ve toplanan delillerle saptandığı, gabin nedeniyle sözleşmenin iptaline karar verilmesi gerektiği halde delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ve karşılık davacı vekillerinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün istek halinde peşin alınan temyiz harcının yatırana iadesine,5000 lira duruşma vekalet ücretinin Ahmet Remzi'den alınarak özer'e ödenmesine, BOZULMASINA 6.5.1986 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
1- Davalı Özer'in (satış vaadi sözleşmesinin borç alınan paranın teminatı olduğu) yolundaki savunması ile, karşılık davasındaki (gabin) iddiası bağdaşmamaktadır. Birinde gerçekte bir akid olmadığı, diğerinde gerçekte bir akid olmakla beraber akdin gabinle malul olduğu hususu bahse konudur. İddia ve savunması tutarsızdır.
2- Bozmaya uyularak yapılan inceleme sonucu Özer'in verdiği borç senedinin satış vaadinden çok sonraya ilişkin olduğu saptanmıştır. Bir kimsenin taşınmazını satış vaadinde bulunduktan çok sonra ihtiyacı nedeni ile ayrıca borç para alması mümkündür. Bunu engelleyen bir yasa hükmü bulunmadıktan başka alınan borç paranın satış vaadi sözleşmesile ilgili bulunduğuna dair herhangi bir delil de yoktur. Bu nedenle satış vaadi sözleşmesinin alınan borç paranın teminatı olduğu yolundaki savunma kabul edilemez.
3- Ivazlar arasındaki fark, gabin için yeterli değildir. Borçlar Kanununun 21. maddesinde belirtildiği üzere Özer'in müzayaka halinde bulunmasından veya hiffetinden veya tecrübesizliğinden A.Remzi'nin istifade suretile gabinin vukua getirilmiş olması gerekir. Özer'in başka taşınmazı, Mersedes arabası olduğu ifade edildiği gibi .... Dersanesi adıyla bilinen ve buranın yıllarca işleticisi olan şahsın hafiflik ve tecrübesizlik içinde taşınmazını satış vaadinde bulunduğu da kabul edilemez. Kaldı ki, anılan maddede yazılı koşullar dikkate alındığında özellikle A.Remzi'nin, Özer'in bu durumdan yararlanarak kendisini böyle bir sözleşme yapma içine sokması icabeder ki, buna dair de hiçbir delil mevcut değildir.
Dosya kapsamına, uyulan bozma kararı doğrultusunda toplanan delillere, mahkeme kararında yazılı gerekçelere göre çoğunluk görüşüne katılmıyorum. Hükmün onanması reyindeyim.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini