 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1985/4672
K: 1986/1476
T: 06.03.1986
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.5.1984 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.12.1984 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı paydaş olduğu 424 sayılı parselden genel yola çıkış için geçit hakkı istemiştir. Bu parselin sonradan ifraz görerek 953 ve 954 parsellere ayrıldığı bilirkişi tarafından ifade edilmişse de sözü edilen ifraz kayıtları getirilmemiştir. Böyle bir ifraz yoksa paydaş Halil'in de davada yer alması gerektiği düşünülmemiştir. Geçit yeri üzerindeki 547 sayılı personele ait kayıtda celbedilmemiş, kararda varlığı belirtilen geçit hakkı belgelendirilmemiştir. Güzergahtaki başka taşınmazlar üzerinde diğer parseller lehine geçit hakkı veya başka bir irtifak hakkı bulunması halinde bu defa tesis edilecek geçit hakkı ile önceki geçit ve irtifak hakkı sahiplerinin durumunun ağırlaşabileceği gözönünde tutularak onlara da husumet yöneltilmesi gerektiği dikkate yeri 451 sayılı parsele ulaşmakta olup 963 sayılı parselin batısında bir genel yolun varlığı belirtilmemiştir. Medeni Kanunun 671. maddesine göre genel yola çıkış için geçit hakkı istenebileceği cihetle mahkemece bu yön açıklığa kavuşturulmamıştır. Aynı maddeye göre geçit ihtiyacını karşılayacak miktardaki yerden geçit hakkı kurulması istenebilir. Davacıya ait taşınmaz tapuda narenciye bahçesi olarak kayıtlı olup nihayet bir aracın geçebileceği genişlekteki yer için isteğin kabul edilebileceği düşünülmek gerekirken, nedeni gösterilmeden, 4 metre genişlikte geçit hakkı tesisi de doğru değildir.
Ayrıca, bir taşınmaz üzerinde geçit hakkı kurulması, taşınmaz sahibinin mülkiyet hakkını ortadan kaldırmayacağından geçit yerinin taşınmazdan ayrılması anlamımı verecek biçimde hüküm kurulması da usulsüzdür.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 6.3.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.