 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1985/4423
K: 1986/1052
T: 18.02.1986
DAVA : Davacı (A.T.) tarafından, davalılar aleyhine 13.10.1983 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verlen 16.4.1985 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı (A.T.) tarafından istenilmekle, gereği düşünüldü:
KARAR : Kadastro komisyonunda 278 ada 4 parsel sayı ile tahdit edilen çekişmeli taşınmazın (S.U.)'ya ait olduğu ve (S.U.)'ın 1.10.1964 günü dul olarak ölümü ile bu yerin evlatları (M.U.) ve (H.Ö.)'a kaldığı, adı geçenlerin de bu tarlayı 1966 yılında davacı (A.T.)'ya sattıkları (A.T.)'nın satın aldığı tarlayı bahçe halinde getirdiği, o tarihtenberi ve halen elinde bulundurduğu, dava tarihinde kadar tasarrufuna da karşı gelinmediği, özellikle yakınında başka bir taşınmazı bulunması sebebiyle (H.Ö.)'ın durumu bildiği dosya kapsamı, (M.U.)'nın ikrarı, mahallen yapılan keşif ve uygulama, bilirkişi ve tanık sözlerinden anlaşılmıştır.
5.7.1944 gün ve 12/26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, harici satış üzerine alıcı taşınmaz üzerinde muhdesat meydana getirdiğine, malikin bu işleme rıza gösterdiği, alıcının iyi niyetle hareket ettiği kabul edilir ve alıcının lehine Medeni Yasanın 650 ve 655. maddeleri uygulanır. Bu itibarla, davalı (M.U.) kardeşi ile birlikte çekişmeli taşınmazı davacıya sattıklarını açıkça ikrar ettiğine, tarafsız bilirkişi ve tanıkların çoğunluğu (A.T.)'nın bu taşınmazı satın aldığını duyduklarını ve bahçe haline getirdiğini, davacının 17-18 senelik tasarrufuna (H.Ö.)'ın karşı gelmediğini bildirdiklerine, fiili durum, şahadeti doğruladığına, (H.Ö.) ve (M.U.) arasında görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davasından dolayı satışa veya taksime dair verilecek bir kararla taşınmazı ve emeğini kaybetmekle karşı karşıya kalacak davacınını bu durumdan kurtulmak amacı ile davalı (H.Ö.)'a 5000 lira yollanması satış yapılmadığını göstermiyeceğine ve davacının daha evvelce tahakkuk eden hakkına halel getirmeyeceğine göre, davacı (A.T.)'nın iyi niyetle hareket ettiği halde aksine görüş ve düşünce ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
Ancak, objektif unsurun saptanması bakımından bilirkişilerin bildirdikleri değer kesin nitelikte değildir. Yeniden uzman bilirkişiler aracılığı ile çekişmeli taşınmaz dava günündeki tarla ve bahçe olarak değerinin saptanması, aradaki değer farkı bakımından objektif unsurun gerçekleşmesi halinde satış bedeli düşülmek suretiyle arta kalan muhik tazminat bedelinin mahkeme veznesine veya tayin edilecek tevdi mahalline yatırılması için davacıya uygun bir önel verilmesi ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı (A.T.)'nın yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 18.2.1986 gününde oybirliği ile karar verildi.