 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1985/4179
K: 1986/901
T: 13.02.1986
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.7.1984 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.2.1985 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı dayandığı satış vaadi sözleşmesinde, 1343 parseldeki N.'ye ait hak ve hissenin tamamının satışının vaadolunduğuna yazılıdır. Davacı davalılardan N.'nin sözleşme gereğini tam olarak yerine getirmemek kastı ile taşınmazın 1/2 pay kendisine devredilmişse de R. 'in bu pay içinde de şuf'a davası açtığını ve böylece davalıların hileli yolla sözleşme sonuçlarını akim bırakmaya çalıştıklarını iddia ile R. adına olan 1/2 payın kendi adına tescilini istemiştir. Her ne kadar iddiada hile sözcüğü kullanılmışsa da, işlemin varlığını ifade etmek istediği anlaşılmaktadır. Sözleşmelerde olduğu gibi dava dilekçesinin yorumun da kullanılan sözcüklere bakılmıyarak gerçek amacın gözönünde tutulması icabeder.
O halde, tapu kayıtları tüm tedavülleri ile getirtilmeli, sözleşme tarihinde davalı N.'nin taşınmazın tamamına mı yoksa bir kısım hissesine mi malik olduğu incelenmeli, R'e ve davacıya temlik ile ilgili akit tabloları istenip dosyaya konmalı, muvazaa iddiası itibariyle gösterilen deliller toplanıp bundan sonra delillerin takdiri ile bir sonuca varılmalıdır.
Her ne kadar sözleşmeden sonra tapuda işlem yapılmışsa, da bu husus sureti iddia itibariyle davacının şayet varsa rızaen elde edemediği hakkını dava etmesine engel teşkil etmez.
Mahkemece açıklanan yönler gözönünde tutulmadan yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenle davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 13.2.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.