 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1985/4113
K: 1986/154
T: 14.01.1986
DAVA : Davacı Dikendere Köyü vekili tarafından, davalılar aleyhine 4.5.1982 gününde verilen dilekçe ile mer'aya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 27.12.1984 günlü hükmün Yargıtay'ca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı Dikendere Köyü vekili Av. (C.B.) tarafından istenilmekle, dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Davalılardan (A.Y.) öldüğü ve kendisinden alınmış veraset belgesi ibraz edildiği halde, mirasçılarına tebligat yapılması gerektiği düşünülmeden ölü kimse hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Esas bakımından da, hüküm, eksik inceleme ve soruşturmaya, yetersiz keşfe dayamakla ve delillerin takdirinde de yanılgıya düşülmekle isabetli bulunmamıştır. Dava, mer'aya elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Daha önce davacı köy tarafından aynı yer için davalılar aleyhine açılan elatmanın önlenmesi davacı, köy muhtarının feragatına karar sayılı ilamı ile reddedilmiştir. Köy muhtarının mer'a, yaylak ve kışlak gibi kamu malları ile ilgili davalarda feragat ve sulh gibi yetkileri olmadığından sözkonusu ilam davacı köyü bağlamaz. O davada, tapu sicil muhafızlığı, Dikendere köyü lehine tahsis belgesi bulunmadığını bildirmişse de, bu husustaki araştırma yeterli değildir. Bu bakımdan taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için ilk önce davacı vekilinden ferman, şer'i ilam ve tahsis gibi resmi belgeye dayanıp dayanmadıkları sorulmalı, varsa bu belgeler kendisinden veya ilgili mercilerden istenmeli, ibraz edilecek ve getirtilecek belgeler, çekişmeli yerde yararı bulunmayan komşu köylerden çevreyi iyibilen, yaşlı ve tarafsız kimseler arasından seçilecek mahalli bilirkişiler aracılığıyla zeminde sınırları saptanacak nizalı taşınmaza uygulanmalı, uygulama sonucuna göre gereği tefhim edilmeli, davacı köy vekili kadim yararlanma hakkının kime ait bulunduğu sorulmalı, bu arada (M.Y.)'ın dayandığı tapu kaydı da zemine tatbik olunmalı, mahalli bilirkişilere tapuda yazılı sınırlar arazide tek tek gösterilmeli, onların bilemedikleri konularda taraf tanıklarının bilgilerine başvurulmalı, keşif mahallinde yapılan tüm işlemler, mahalli bilirkişileri ile tanıkların sözleri keşif tutanağına yazılmalı, teknik bilirkişiye de keşfi izlemeye ve infaza elverişli kroki dizdirilmeli, bu suretle yapılan işlemlerin kontrol olanağı da sağlanmalı, bilahare tüm deliller ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tutulmalı, bu husus kararda da belirtilmeli ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulmalıdır. Açıklanan biçimde inceleme ve soruştuma yapılmadan çekişmeli taşınmazın mer'a olduğuna ilişkin davacı tanıkları sözleri, mahalli bilirkişilerin beyanlarını da kapsayan teknik bilirkişi raporu ve krokisi yeterince değerlendirilmeden, davalılar tanıklarının sözlerinin açıklanan hususları çürütmediği ve savunmayı dahi doğrulamadığı düşünülmeden kurulan hüküm, esas bakımından da isabetli bulunmamış ve bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülen temiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,(...) 14.1.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.