 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1985/3902
K: 1986/489
T: 28.01.1986
DAVA : Davacı (K.S.) tarafından, davalı hazine aleyhine 22.5.1970 gününde verilen dilekçe ile kadastro ek kararının iptali ile tapu ve zilyetliğine istinaden 131 ada, 4, 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazların tescili istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonuda; davanın reddine, 8 parsel sayılı taşınmaz ile 29.7.1981 günlü krokide 4/A ve 9/B rakam ve harfleriyle gösterilen yerlerin hizane adına tesciline, yine aynı krokide 4/B ve 9/A rakam harflerle belirtilen taşınmazlarnı tahdit dışı bırakılmalarına dair verrilen 21.2.1984 günlü hükmün Yargıtay'ca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar (Ü.S.) ve arkadaşları vekil av. (A.Y.) tarafınddan istenilmekle, gereği düşünüldü:
KARAR : Dava, kadastro komisyonu ek kararının iptali ile tapu ve zilyetliğğe istinaden 131 ada 4, 3 ve 9 parsel sayılı taşınmazları tescili istemine ilişkindir. Mahalli bilirkişiler, davacılara ait Nisan 1958 tarih 23 sayılı tapunun çekişmeli taşınmazları kapsadığını bildirmişlerse de, k. sani 1329 tarih 166 numarlaı tesis kaydının batı sınırında yazılı "badem yanındaki sahibi senet tarlasını" gösterememişlerdir. Şimal huduttaki "Burunbaşı'nın belli bir yere inhisar ettiğ ve şimal sınırının kısmi azamisinin açık kaldığı anlaşılmıştır. Zeminde sınırlar değiştirmeye ve genişletilmeye elverişlidir. Tapu kaydı, gayrisabit sınırlı olmakla, miktarı ile geçerlidi. Buna rağmen, 9190 m2'lik tapuya karşılık, 131 ada 3, 5, 6, 7, ve 133 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar olmak üzere toplam 84560 m2 yüzölçümündeki arazi davacılar adlarına tahdit edilmiştir. Bu durumda, sözü edilen tapunun çekişmeli taşınmazlara aidiyetini kabul etmek mümkün değildir.
Dava konusu taşınmazların evveliyatlarının taşlık, kayalık ve fandalık oldukları, (K.S.) ve öldükten sonrda mirasçıları olan davacıların mezkür yerleri peyderpey imar ve ihya ederek bugünkü duruma getirdikleri dosya kapsamı, ikrar ve şahadetten anlaşılmıştır. T.B.M.M. 8.5.1944 gün ve 242 sayılı feshir kararında, belediye sınırları içerisinde imar ve ihya ile taşınmaz iktisabının mümkün olmadığı belirtilmiştir. Diğer yönden, Tapulama Yasısının 1617 sayılı yasa ile değişik 33/son maddesi hükmünce, yukarıda niteliktelr belirtilen taşınmazların zilyetlik ve olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılmasına olanak yoktur.
Bu itibarla, davacıların tapu, zilyetlik ve olağanüstü kazandırıcı zamanaşımına dayalı tescil isteklerinin dinlenme olanağı yoktur ve davanın redi doğrudur.
SONUÇ : Yukarıda açıklana nedenlerle mümeyyizler vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONAMASINA, 28.1.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.