 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1985/2321
K: 1985/6434
T: 15.10.1985
DAVA : Davacı şirket vekili tarafından, davalı ....... Bankası T.A.Ş. aleyhine 21.2.1984 gününde verilen dilekçe ile ipotek kaydının silinmesi istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda, davanın reddine dair verilen 19.12.1984 günlü hükmün Yargıtay'ca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı şirket vekili ve davalı ...... Bankası T.A.Ş. vekili tarafından istenilmekle; dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
KARAR : İstanbul 6. Noterliği'nce re'sen düzenlenen 26.10.1981 gün ve 51417 sayılı sözleşme ile Ercan'ın, Beykoz İlçesi Ömerli Köyü'nde kain ve tapunun 4 pafta 7 ada 7 parsel sayısında kayıtlı taşınmazını Hayim ve Osman'a satış vaadine, kendilerine veya kuracakları şirkete ferağ takririni vereceğine ilişkin sözleşme ile yine aynı noterlikçe re'sen düzenlenen 18 Aralık 1981 gün 63728 sayılı satış bedeline karşılık verilen bonoların vadelerinin ve fera takriri gününün değiştirilmesine dair düzeltme beyanı başlığını taşıyan senet, borç doğuran akit olmaları ve yasada öngörülen koşulları taşımaları nedeniyle hukuken geçerlidir. Davaya dayanak yapılan satış vaadi sözleşmesi 21.12.1981 günü tapuya şerh edilmiştir. Satış vaadi sözleşmesi kişisel hak sağlar ve borçlunun rızasına bakılmaksızın Borçlar Yasasının 162 ve onu izleyen maddeleri uyarınca üçüncü kişilere devri mümkündür ve bu işlemin yazılı olarak yapılması yeterlidir. Nitekim, Hayim ve Osman, 26.10.1981 gün ve 51417 sayılı sözleşmeden doğan kişisel haklarını, kurucusu oldukları davacı şirkete devretmişlerdir.
Yukarıda değinildiği veçhile satış vaadi sözleşmesi kişisel hak doğurur, bu hak tapuya işlenmekle güçlenir ve üçüncü kişilere karşı etkinlik kazanır. Satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhinden sonra, tapu siciline konulan takyidler ve düşürülen şerhler, lehine satış vaadi yapılan knişinin durumunu ağırlaştıramaz, bu takyit ve şerhleri kabulü beklenemez. Zira, kişisel hak tapuya şerh edilmiş bulunmakla, üçüncü kişiler uyarılmış demektir. Bu bakımdan davacı şirket, davaya dayanak yapılan satış vaadi sözleşmesinden doğan kişisel hakkı temellük ettiğine ve bu hak tapuya şerh edilmek suretiyle hukuken güçlendirildiğine göre, sonradan davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin tapu kaydından silinmesini isteyebilir. Davalı vekili, hile ve muvazaadan söz etmiş ise de, belli bir olay ileri sürmemiş ve savunmasını ispat etmemiştir. Ercan'ın satış vaadi sözleşmesinin şerhine ilişkin kaydın terkin edileceği hususunda vaadde bulunduğu ve bu suretle davalı bankayı yanılttığı hususundaki savunma davayı etkilemez. Davalı ..... Bankası T.A.Ş. tapudaki satış vaadi şerhine rağmen Ercan'a kredi vererek onun tarafından tesis edilen ipoteği kabul etmesi hatalıdır, hatalı işlemin sonucuna katlanmak zorundadır ve davacıyı ipoteği kabule zorlaması mümkün değildir.
Bu itibarla, davanın dinlenme olanağı olduğu ve delillerin değerlendirilerek bir hüküm kurulması gerektiği halde, aksine bazı görüş ve düşünce ile davanın reddi, usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 6.500 lira duruşma vekalet ücretinin davalı Bankadan alınarak davacı şirkete ödenmesine, 15.10.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.