 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E:1985/1302
K:1985/4351
T:17.06.1985
- ORMAN SINIRLAMASI İTİRAZ SÜRESİ
- ASKI İLANI
* ÖZET:6831 sayılı Yasaya göre yapılan ilin, askı ilanıdır. İtiraz davası süresinin de bu ilan tarihinden başlayacağı, şahsen tebliğ hükmünde olduğu da yasada açıkça belirtilmiştir.
(6831 s. OK. m. 10)
Taraflar arasındaki orman tahdidine itiraz davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hükmün; dairemizin 15.1.1985 gün ve 1984/8819, 1985/294 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
1 - Olay tarihindeki 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Yasa ile değişik 8. maddesinin son iki fıkrasında, kadastrosu yapılacak ormanların içinde veya bitişiğinde taşınmaz malları bulunanların orman sınırlarının tesbiti sırasında kendileri veya kanuni mümessillerinin, vekillerinin hazır bulunması; bulunmamalarının sınırlama ve kadastro işini durdurmayacağı açıklanmıştır. Aynı Kanunun İİ. maddesinin ilk fıkrasında orman kadastro ekiplerince düzenlenen tutanakların ve orman kadastro komisyonunca verilen kararların askı suretile ilanının ilgililere şahsen tebliğ hükmünde olduğu belirtildikten sonra, sınırlama çalışmasında hazır bulunmayan ve komisyon başkanlığına da itiraz etmemiş olan tutanakta adı geçen kişilere Tebligat Kanununda yazılı esaslar dahilinde tebliğ edileceği; aynı maddenin ikinci fıkrasında ise tutanak ve kararlarda adı geçmeyen ilgililer ile ekiplerce düzenlenen tutanaklara komisyon başkanlığı nezdinde itirazda bulunmayanların ilk askı tarihinden, itirazda bulunanların ikinci askı tarihinden, Tebligat Kanununa göre kendilerine tebligat yapılanların tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde itiraz davası açabileceklerine işaret edilmiştir.
1 nolu Orman Kadastro Komisyonuna bağlı 3 nolu Ekip dava konusu mahalde 5.9.1979 gününde çalışmasını bitirmiş olup dava konusu taşınmaz malikinin sınırlama sırasında hazır bulunduğuna dair tutanakta bir kayıt olmadığı gibi taşınmaz malikinin adı da geçmemektedir. Ekibin sınırlama işlemi sırasında hazır bulunmayan ve tutanakta ismi geçmeyen kişilere -yukarda sözü edilen İİ. maddenin 2. fıkrası uyarınca- askı suretile yapılan ilan şahsen tebliğ hükmündedir. Bu kişileri ve adreslerini özellikle tahkik, tesbit ve kendilerine Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ zorunluluğuna yasada yer verilmemiştir. 5.9.1979 günlü tutanak 16.5.1980 gününde askıya çıkarıldığına göre -maddenin açık metinden de anlaşılacağı üzere- bu tarihten itibaren bir yıl içinde dava açılması gerekir. Ekip çalışması sırasında, hatta bu bir yıllık sürenin bittiği 16.5.1981 tarihinde malik dosyadaki tapu kaydından da anlaşılacağı üzere Osman adındaki kişidir. Davacıların satın alma tarihi ise 17.8.1981'dir. Demek oluyor ki, bayileri Osman'ın süresinde itiraz etmediği ve böylece kesinleşen tahdide, neden sonra davacıların itirazı esasen dinlenemez. Bayileri zamanında hak düşürücü süre dolmuştur. Dairemiz ilamında (Kaldı ki,) sözü ile başlayan gerekçe Komisyonun tahditle ilgili ilanı bakımındandır. Daha önce Komisyona bir itirazda bulunulmadığı ifade edilmiştir.
2 - 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Kanunun 10. maddesinde (Tamam olduğu anlaşılan tutanak suretleri Komisyon Başkanlığınca hemen ait olduğu belde veya köylerin münasip yerlerine asılır. Ayrıca ilgili orman idaresine yazı ile bildirilir) dendikten sonra (Asılma tarihi beldelerde Belediye Encümenlerinin, köylerde İhtiyar Kurullarının tasdik edecekleri belgelerle tevsik olunur) hükmü yer almıştır. Ekip tutanağının 16.5.1980 günü İstanbul Belediyesi Adalar Şube Müdürlüğünde ilan tahtasına asılmak suretiyle ilan edildiği ve ilan keyfiyetinin encümence tasdik edilmek suretiyle belgelendirildiği anlaşılmaktadır. Taşınmazların bulunduğu Burgaz Adası'nın bir mahalle olup bu şubeye bağlı olması karşısında yapılan ilan mahalle sakinlerini de bağlar. Burgaz mahallesinde ilan zorunluluğu olmadığı gibi mahalle muhtar ve ihtiyar heyetinin belgelendirileceği bir belgenin de geçerli kabulüne olanak yoktur. 0 halde, yapılan ilanda da bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
3 - Yukarıda açıklanan duruma rağmen tahdit kesinleştikten sonra gazete ilanı ve şahsi tebligat yoluna gidilmiş olması, düşen hakkın geri gelmesine neden teşkil etmez.
4 - 6831 sayılı Yasaya göre yapılan ilan askı ilanıdır. İtiraz davası süresinin de bu ilan tarihinden başlayacağı ve şahsen tebliğ hükmünde olduğu yasada açıkça belirtilmiştir. Tebligat Kanununun 31. maddesindeki (İlanen tebliğ son ilan tarihinden itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır) hükmünün olayda göz önünde tutulması olanaksızdır. 16.5.1981 tarihinde bir yıllık sürenin bittiği ve davanın 24.9.1982 tarihinde açıldığı nazara alınırsa, sözü edilen Tebligat Kanunu hükmüne tutunmak da mümkün değildir.
Şu açıklamaları özetle içeren Dairemiz kararı doğru olup belirtilen nedenlerle karar düzeltme isteğinin reddi gerekmiştir.
Sonuç : Yerinde bulunmayan ve HUMK.nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteğinin (REDDİNE), aynı Yasanın 442. maddesi gereğince 1500 lira para cezasının düzeltme isteyenlerden alınmasına, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca harca mahal olmadığına, 17.6.1985 gününde oybirliği ile karar verildi.