 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1985/7796
K: 1986/739
T: 11.02.1986
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalılara bir arsa vererek tapuda 10 ve 11 numara ile kayıtlı araziyi satın aldığını, ana yola çıkışı olmayan bu arazinin geçişini babalarının mülkünden sağlayacaklarını taahhüt ettiklerini, bunu sağlayamazlarsa 200.000 lira ödeyeceklerine dair senet verdiklerini beyanla bu parının davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı, gayrimenkule mükellefiyet yükleyen sözleşmenin ya noterlikte yada tapu memuru huzurunda yapılması gerektiğini ileri sürerek adi senede dayanılarak açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkeme, geçit hakkının bir gayrimenkul mükellefiyet yüklenilmesi olup resmi memur huzurunda yapılması ve tapuya şerh verilmesiyle geçerli olacağından davalıların harici taahhütlerine dayanan davanın reddine karar vermiştir. Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının dayandığı 25.8.1980 günlü belge ile davalılar, davacının maliki olduğu 10 ve 11 parsel numaralı taşınmazlara babalarının tarlasından geçmesini sağlayacaklarını, bunu yapamadıkları takdirde 200.000 lira tazminat ödeyeceklerini kabul etmişlerdir. Davacının içinden geçmesi öngörülen taşınmazın mülkiyeti davalılara değil babalarına aittir. Bu tahhüt ile davalılar üçüncü bir şahsın (babalarının) bir fiilini taahhüt etmişlerdir. Burada davalılar ile davacı arasında geçit irtifakı kurulmasına ilişkin bir anlaşma söz konusu değildir. Davalılar babalarının davacıya geçit hakkı vermesini sağlama borcu altına girmişlerdir. Böylece borçlandırıcı bir sözleşme yapılmıştır. Bu nedenle, bu taahhüdün geçerliliği için resmi şekle uyulması gerekli değildir ve dayanılan sözleşme geçerlidir. Mahkemenin işin esasına girerek davalıların taahhütlerine aykırı davranıp davranmadıklarını tesbit etmesi ve bunun sonucuna göre bir karar vermesi gerekir. Ne varki 25.8.1980 günlü taahhütnamede yazılı 200.000 lira zarar ziyan cezai şart niteliğindedir. BK. md. 161/lll gereğince hakim kararlaştırılan ceza şartının fahiş olup olmadığının tartışmalı ve fahiş gördüğü takdirde cezayı indirmelidir.
Bu yönler gözetilmeden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle kararın (BOZULMASINA), istek halinde peşin harcın iadesine, 11.2.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.